31 Ocak 2017 Salı

Aşk ve Gurur İzlerken Aklıma Gelen 46 Şey

Merhaba!

   Geçen gün Harry Potter ve Felsefe Taşı'nı İzlerken Aklıma Gelen 100 Şey diye bir yazı okudum. Sonra Aşk ve Gurur(2005) izlerken benim aklıma gelen şeyleri yazsam nasıl olur düşüncesi kafamdan geçti ve kendimi burada buldum. Umarım okurken sıkılmazsınız çünkü zihnim her zaman eşlik edilesi bir yer olmayabiliyor :D Bir keresinde de annem "İyi bi dedikodu arkadaşı değilsin" demişti ona göre karar verirsiniz artık. İtirazı olan varsa ya şimdi sağ üst köşedeki çarpı işaretine tıklasın ya da film bitene kadar devam etsin!

1- Hah Lizzy bir kitap daha bitiriyor. E sen oku oku yükselt çıtayı sonra da Collins'in evlilik teklifini niye kabul etmedin diyen annene ne cevap vereceksin bakalım. 

2- Bay Bennet da dedikodu sevmiyor güya. Vereceği dedikodunun zevki çıksın diye dolandırıyor lafı besbelli.

3- Ben bu Mary'ye çoğ üzülüyorum. Onu da alsanıza aranıza!

4- Balo salonu metrobüs gibi mübarek. Caroline arkalarda yer var ben görüyorum diyecek birazdan az kaldı. 

5- Bay Darcy be!

6- Yaa ben de şehre subayların geleceğini öğrenen Bayan Bennet gibi mutlu olmak istiyorum yet her

7- Sadece mecbur kaldığı zaman dans eden Bay Darcy acaba geleneksel dansları halay olsaydı ne yapardı acaba :D

8- Ay Caroline bi çekil allasen 

9- Darcy Bey napıyosunuz (Lizzy'ye beni cezbedecek kadar güzel değil mi dedi o)

10- Lizzy aşk ve şiirle ilgili tespiti tweet olarak atsa yalnız ne yürürdü 

11- Evet Lizzy taşı gediğine koyuyor. Yarına kal sa da yanına kal maz Darcy beg

12- Şimdi biz bizeyiz Lizzy eğri oturup doğru konuşalım gerçek aşk her zaman evliliğe ikna etmez. Yalnız, yetişkin bir Bay Darcy koşulsuz şartsız evliliğe ikna edebilir

13- Bayan Bennet gibi annem olsaydı şimdi buraya bu yazıyı değil balayı tatilimi yazıyor olurdum 

14- Üf Caroline bi sus allasen

15- Su bay lar

16- Ay bi dk Bay Darcy mektup yazıyor kimse nefes almasın

17- Netherfield 1813-Caroline'ın Lizzy'ye odanın içinde yürüyüş teklif etme rezaleti

18- Bay Darcy böyle hazırcevap olmayı nerden öğrendi

19- Elini mi tuttu elini mi tuttu elini mi tuttu elinimituttu elini mituttu

20- Bayan Bennet'ın Collins'e cevabını keşke "sen kim köpeksin" diye çevirselerdi

21- Wickham da yakışıklı Allahsız

22- Koşalım gidelim dörtnala hey 

23- Lizzy de 3 yalan tweet okuyup insanların üzerine yürüyen aktivist liseli kız gibi. Kaynak sor kaynak

24- Bay Darcy de fake hesaptan stalk yapan İnstagram kullanıcısı mübarek 

25- İngiltere'de bir papazı dans etmek için kimse teşvik etmiyor ve dünya 1 dakikalığına gülünç bir hal alıyor

26- Aha Bay Darcy fake hesaptayım sanıp fütursuzca stalk yaparken yanlışlıkla takip isteği yollayınca gerçek hesabında olduğunu anlayan insan gibi kaldı dans teklif ederken. Stalk ciddi bi iştir soylu moylu dinlemez bayım!

27- İlk dans .. ben iptal

28- Collins bi dur allasen zaten ortalık karışık

29- Charlotte'a kızmak kolay tabi. Kadeeğr kadeğr sen bize eşit Darcy dağıtmadığğn (Sibel Can gibi okuyunuz)

30- Leydi Catherine'in ki de laf "yeğenimi tanıyor musunuz?" diyo yeğeninizi 200 yıldır unutmaya çalışıyoruz biz burda

31- Darcy de o kadar gitmişsin eve bari önceden hazırla ne konuşacağınız "burasu güzel bir ev" nedir

32- Severus Snape'in sınıfa girişi gibi çıktı be (deliyürek jenerik çalıyo içimde haydarinda rinda rinda rinaney)

33- Bay Darcy evlilik mi teklif etti bu ne cesarettir Yarabbi seni tanımak istiyorum yiğidim

34- Lizzy hanım napıyosunuz dünya üzerinde Darcy'nin evlilik teklifini duyacak 2 kadın var bi Jane Austen diğeri sen reddetmek nedir

35- Gurur işte böyle zedelenir koçum "beni cezbedecek kadar güzel değil" diyerek insan küçümsenmez. Yalnız ne güzel reddetti be! Kız evi naz evidir zaten olmadı sonra yine sorarsın be Bay Darcy

36- Aşk ile hep birlikte: Şerefsiz Wickham

37- Reddettiğin Darcy'nin evine dön de bi bak istedim (Ferhat Göçer'den pişman çok pişmanım esasen çalıyo bende)

38-  Run Lizzy run!

39- Sezen Aksu şu gülüşü görse 8 albüm çıkarırdı yemnediyorum

40- Ay üf Lydia bi dur allasen kaçılacak zaman mı

41- Lydia ve Bayan Bennet kadar gamsız olsak yeterdi be

42- Lydia'nın boşboğazlığının hayırlara vesile olması şahaneliği

43- Keep Calm and Darcy'ler geldi evi toplayın

44-  Şevk ile bir daha: binlerce kez evet evet evet evet!

45- Leydi Catherine bizim oralarda bir laf vardır öfkeyle kalkan zararla oturur derler ama yine de sen bilirsin

46- My Dearest Lizzy, her ne kadar sen reddetsen de göklerden gelen bir karar vardır.





8 Ocak 2017 Pazar

Jane Austen'la Çay Saati

Merhabaa!

  Yeni bir Austen keşfiyle karşınızdayım. Geçenlerde arkadaşlarla öylesine sohbet ederken arkadaşım bende olduğunu düşündüğü bir kitaptan bahsetmeye başladı ardından geçen iki buçuk saniyede Jane Austen'le ilgili o kitabın bende olmadığını anlamamızla ufak çaplı bir kalp krizinin eşiğinden dönmem bir oldu tahmin edersiniz ki. Kitabı bir kafede daha doğrusu çay evinde (adı Dem Karaköy) görmüşler ama benim kitaptan haberdar olduğumu düşünüp önemsememişler ve üzerinden 2 hafta geçmiş. Böylece monoton hayatıma yeni bir umut doğmuş oldu. Ben kitabı almaya fırsat bulamadan Dem'e gittik hep beraber kitap kasada duruyordu önce uzaktan kestim sonra gidip incelemek için aldım, tabi ki yanında Klasik İngiliz Çayı da içtim. 

                                               

  Ben İngiliz çayımı sütlü ve şekerli seviyorum. Sütlü çayı sevdim ama bana güvenmeyin çünkü Jane Austen'le ilgili şeylerde asla objektif olamadığımı düşünürsek aslında sevmemiş de olabilirim orası biraz karışık. Dem'den çıkarken kitaba üzgün bakışlar attım saniyenin milyonda birinde kitabı kapıp eve götürmek Jane Austen rafımdaki kitapların misafirperverliğiyle onu tanıştırmak istedim yalan yok ama işte öbür tarafta Allah'a açıklayamam diye kendimi tuttum sonrasında gidip efendi efendi satın aldım kitabı. Amma uzattım sonuç olarak şimdi kitabı sizlere anlatacağım.

                                       

  "Bu kitap çayın, Jane Austen'in günlük hayatında ve karakterinde oynadığı rolü incelemektedir." İlk sayfalarda yer alan bu cümle kitabı özetler nitelikte. Sevdiğim diğer şey mükemmel kapak tasarımı, ve sayfalardaki illüstrasyonlar. Kitap -her ne kadar yavaş okumaya çalışsam da- bir çırpıda bitiyor. Çayın yanında ikram edilen bazı keklerin tarifleri de yer alıyor içinde. Kitabı okuduktan sonra çay konusuna hiç dikkat etmediğimi fark ettim. Ama İngilizlerin çayla kurdukları bağ gerçekten önemli çay zevkinden karakter tahlili bile yapılıyormuş gerisini siz düşünün. Yazının bundan sonraki kısmında kitapta altını çizdiğim yerlere değineceğim yok ben okurum spoiler olmasın diyorsanız burada okumayı bırakabilirsiniz ama ben hem kitabı hem yazıyı okurum diyorsanız devam edebilirsiniz. Jane Austen umrunuzda değilse bile kitabı okuyup ortamlarda hava atmalık bilgiler öğrenebilirsiniz benden söylemesi. 

                                        
  

 - "Kraliçe Elizabeth yemeklerinde kaliteli İngiliz birası içerdi ve bir şeylerin eksik olduğunu hayal bile edemezdi."  İngilizler kahvaltıda bira içmeyi ve et yemeyi tercih ediyorlarmış çayla birlikte kahvaltıda hafif yiyecekler yemeye başlamışlar.
 - "Çay o zamanlar (son derece pahalı ve hizmetçiler tarafından yürütülmeye müsait olduğundan) yemek odasındaki bir dolapta kilitli tutulurdu ve dolabın anahtarı sadece Jane'de dururdu." Evet yanlış okumadınız hizmetçiler kullanılmış çay yapraklarını bile kurutup satıyorlarmış.
  -  Jane Austen çayını şekerli ve sütsüz severmiş bu bilgiyi mektuplardan elde etmişler.
 - Jane Austen kahvaltıda çoğu İngiliz gibi kızarmış ekmek yiyor ve çay içiyormuş. Bu yeni bir akımmış ve yoksul kesim kahvaltıda ağır yiyecekler yemeye devam etmişler.
  - "Jane Londra'yı hiç sevmezdi Londra'dan bahsederken yağ bezesi derdi, onu İngiltere'nin burnunun ucunda beliren bir siğile benzetirdi."
 - Austen'lerin çayını Jane alıyormuş ve çayı koklayarak seçiyormuş. Dem'de de içmek istediğiniz çayı koklayarak seçiyorsunuz tabi ben İngiliz çayına direkt atladığım için bu deneyimi yaşayamadım.
 - "Romanlarda çay, yazar tarafından bir karakter simgesi olarak kullanılırdı. Bir kişinin çaydan haberdar olması ve sevmesi, onu medeni bir insan yapar, iyiye ve doğruya meyilli olduğuna işaret ederdi."
 - İngiltere'de varsıl ve soylu kesim giderek akşam yemeklerini geç saatlerde yemeye başlamışlar bu nun bir asalet göstergesi olduğuna inanıyorlarmış 7. Bedford düşesi Anna akşam yemeğine kadar bayılacak gibi hissettiği için saat beşte çay içip bir şeyler atıştırmaya başlamış ve misafirler de çağırmış İngilizlerin beş çayı geleneğinin de buradan geldiği düşünülüyor.

                                         

 - Hizmetçilerin çay yapmasına izin verilmezmiş çayı evin hanımı demlermiş çayın çalınmaması için. Çay takımları çok pahalı ve değerli şeylermiş. Çay takımının zarafetinden de kişilik tahlili yapılıyormuş elbette.
 - Konser ve toplantılarda giriş bileti ücretine çay da dahil ediliyormuş. Partilerde kadınlara çay getirmek erkeklerin göreviymiş kadınlar canları istediğinde çay bile içemiyorlar yani. 

                                          

 - Son olarak şu cümle İngilizlerin çay ile aralarındaki bağı özetler nitelikte; 

" Sıcak çayın tadı, ister çömlekte ister kaliteli porselen fincanda servis edilsin, yine de aynıdır; ancak dürüst olmak gerekirse çayı çiçeklerle süslü kaliteli bir porselen fincanda yudumlamanın zevki başkadır."


  Kitabı okuyunca çayın bizim kültürümüzdeki yerini düşündüm. Çayla duygusal bağ kurmada İngilizlerden aşağı kalır yanımız yok bence. Kahvaltıda çay seviyoruz, öğle oturmalarının göz bebeği çay, davetsiz misafirlere çay ikram ediyoruz, akşam yemeğinden sonra çay olmazsa olmazımız, yazın hararet alıyor kışın iç ısıtıyor, hastaya limonlusunu ikram ediyoruz, çayı şekerli içenlere küçümseyerek bakıyoruz, çayı tavşan kanı sevmeyenlere anlam veremiyoruz, açık çaya sosyal dışlanma uyguluyoruz, şekersiz çay sevenleri burnu havada olmakla suçluyoruz ve son olarak devlet dairelerinde memurların elinin kalemden çok çay tuttuğunu biliyor, anlıyor ve destekliyoruz. Şimdilerde İnstagram'da kahve seviciler türese de çay bizim kutsalımız. Unutmadan çayı ince belli bardakta seviyoruz. İngilizler gibi çayla aramıza fincan kulpu koymuyor çayla temas ediyor hemhal oluyoruz. Et deme değecek! Sahi siz çayınızı nasıl seversiniz?