30 Temmuz 2015 Perşembe

Aşk ve Gurur ve Zombiler

   

 Tam artık yeni bir uyarlama yok diye bunalımlara girerken bu kitap çıktı karşıma. Başlangıçta zombiler falan sever miyim diye tereddüt ettim ama nefret edeceksem de okuyup edeyim dedim ve başladım okumaya. Öncelikle tüm cahilliğimle affınıza sığınıyorum. Hafif tırsak biri olduğum içim zombilerle ilgili şeylere hiç bulaşmadan 20 yaşıma kadar sağ salim gelebildim. Bu yüzden zombilerle alakalı tüm bildiklerim bu kitaptakilerle sınırlı. Kitap yaklaşık 20 dk önce bitti görüşlerim sıcakken yazayım da beynimdeki sesler uyumama müsaade etsinler dedim. Kitabın giriş cümlesi zombi temasına güzel uyarlanmıştı bence. Ama sadece giriş cümlesi. Beni kitapta rahatsız eden şey zombi unsurlarının az oluşuydu çünkü çoğu zaman Aşk ve Gurur okuyormuş gibi hissettim "ve zombiler" kısmı yok gibiydi. Bazı cümleleri karakterlere yakıştıramadım bu çevirinin de etkisi olabilir bilmiyorum. Bu kitap Aşk ve Gurur ve ZOMBİLER biliyorum ama çoğu cümle Jane Austen'in birebir cümlesi olmasına rağmen arada birkaç cümlenin zarafetten çok uzak oluşunu istemeden yadırgadım. Eğer yanılmıyorsam kitap hem kitabın aslındaki cümleleri hem de filmlerdeki replikleri de içeriyordu. Kitabın aslında Lizzy'nin Netherfiel'da salonda kitap okuduğu zaman bu kitapta bıçaklarıyla ilgilenmek olarak uyarlanmış ben bunu çok manidar buldum sonuçta bir kitaptan daha iyi silah olamaz.


Son olarak bu yorumum spoiler içerir atlayabilirsiniz. spoiler- Charlotte'ın ölümü de bana manidar gelen diğer bir konu bundan Bay Collins'le evlenmenin ölmek aynı anlama geliyor oluşunu çıkardım ben. Ayrıca Wickham'ı Bay Darcy'nin döverek yatalak etmesi de içimin yağlarını eritmedi değil kitabın en sevdiğim kısmıydı teşekkürler sevgili yazar.-spoiler.   Genel olarak kitabı çok beğendim diyemem ama filmini merakla bekliyorum çünkü dövüş sanatlarını, ölümü ve kanı Jane Austen dünyasında hayal etmekte epey zorlandım. Belki okursanız veya okuduysanız sizin görüşlerinizi de çok merak ediyorum beni merakta bırakmayın bence ama yine de siz bilirsiniz. Ha unutmadan kitap "bütün savaşçıları yenebilecek tek güç, onlara kılıçlarını bıraktırmıştı." diye bitiyor bu cümle beni düşündürdü gerçekten de aşk tüm savaşçıları yenebilir mi? Güçlü kuvvetli Jane Austen tarafından yazılmış bir aşk belki.. Ama söz konusu temelleri zayıf olan bir aşksa tek bir Bay Collins yumruğu bile o aşkı yere serer bence.



15 Temmuz 2015 Çarşamba

Downton Abbey

   

    Birkaç gündür bir şeyler yazamıyorsam sebebi Downton Abbey'dir! Kendisi yeni takıntım olur tanıştırayım. Ve evet yine geç keşfettiğim şeylerden biri. Dizi 2010'da başlamış şu an için 5 sezon hala devam ediyor yanılmıyorsam. Downton Abbey 20. yy.'da İngiltere'de modernleşmeye karşı bir malikanenin duruşunu anlatıyor. Hizmetçiler, uşaklar, leydiler, lordlar, dükler, düşesler, şoförler falan derken baya sarıyor sizi. İlk 3 sezonu soluksuz izledim. Şimdi 4. sezona başladım daha tam anlayamadım bu sezon nasıl ama eğer günümüzden sıkıldıysanız bir bakın derim ben. Biraz Jane Austen romanlarını andırıyor sanırım çok sevmemin nedenlerinden biri de bu. Dizide birçok hikaye aynı anda işleniyor birini sevmezseniz diğerini mutlaka merak ettiğinizden devam ediyorsunuz izlemeye. İnternet'ten, İnstagram'a sürekli fotoğraf atan aynı zamanda nefret ettiğiniz sürekli gezen kızdan, Facebook'da yıllanmış capsleri paylaşan akrabanızdan, Whatsapp'dan ilişki başlatan ve orada ayrılan çiftlerden, Twitter'dan dünyayı kurtaran özgürlükçü kızdan, teknolojiden fazlasıyla sıkıldıysanız izlemelisiniz. Şimdi konuşsam spoiler olacak sussam gönül razı değil ama yazıya burada son veriyorum. Bu arada ben bu dizide olsaydım eğer leydi hizmetçisi O'brain'ın saçı olurdum tüm modernleşmeye karşı dimdik ayakta ve hep aynı hadi görüşürüz.

İzlemeniz için şöyle bir neden de var tabi



9 Temmuz 2015 Perşembe

Kate&Leopold

   Şey ben yine harika bir film izledim de belki izlemek istersiniz diye düşündüm. Olur ya. Filmimizin adı Kate and Leopold bizde Büyülü Çift olarak çevrilmiş. Alt yazılı izlenmesi şiddetle ama şiddetle tavsiye edilir. Şu an bu yazıyı filmin kapanış müziği eşliğinde yazıyorum biraz da Hugh Jackman'ın etkisi var üzerimde garip cümleler görürseniz fazla üstünde durmayın. Eğer birbirinin aynısı filmlerden sıkıldıysanız hafif de fantastik şeyleri seviyorsanız ruhunuz biraz da geçmiş dönemlere aitse izlemelisiniz!!



   Filmi izlerken kendi hayatımı hunharca, acımasızca eleştirdim. Gönlüm eski zamanların zarafeti altında eziliyor. Ben robotik bir yaşam sevmiyorum. Zorlukları çok da olsa insana değer veren bir hayat güzel olmaz mıydı? Biz incelikten fazlasıyla yoksunuz. Film 19. yy ve 21. yy'ın bir karşılaştırmasını gözler önüne seriyor. Neyse siz bunları boş verin Hugh Jackman konuşurken bazen altyazıyı okumayı bile unuttum. Hele Fransızca konuştuğu sahnede kalbim!! Aşık oldum kesin bilgi yaymayalım lütfen bu kız da her gördüğüne aşık oluyor falan deyip hayli yanlış düşüncelere kapılmasın insanlar. Söyleyeceklerim bu kadar ben müziği 13223. kez başa sarıyorum hadi görüşürüz. Ha bu arada unutmadan ben eğer bu filmde olsaydım Kate'in yardımcısı olan kız olurdum filmde ona ağlayarak roman okurken rastlamanız muhtemel. Hoşça kalın...



Bu sefer kesin son mektup sahnesi benliğimde derin yaralar açtı kardeşlerim izlerken dikkatli olun. Film bitince kafamda Murat Kekilli'nin Seni Çılgın klibini tekrar tekrar başa sardım teşekkürler.


Jane Austen- Claire Tomalin

  Merhaba

   Claire Tomalin'in Jane Austen biyografisini çok önce almıştım ama okuma fırsatını ancak bulabildim. Kitap İş Bankası Kültür Yayınları'ndan 2014 yılında çıktı. Kitabın kalın görünüşü biraz göz korkutuyor ama aslında 376 sayfa ve çok akıcı bir şekilde okunuyor. İnsan bir roman okuyunca yazarını da merak ediyor acaba kendinden izler var mı, bu satırlar nerede hangi durumda yazıldı, çevresinden gelen tepkiler neydi, kendi eseri hakkında ne düşünüyor... İşte kafaya takılan tüm soruların cevabı bu kitapta. Eğer 1800'lerde bir kadının yazar olma adımlarını merak ediyorsanız okumalısınız. Kitap gereksiz ayrıntılara çok yer vermemiş. Başlangıçta akrabaların, komşuların anlatıldığı kısım bana biraz gereksiz gelse de sonradan ne kadar önemli olduğunu anladım. Çünkü Jane Austen yazarken çevresinden ilham almış ve romanları hakkıyla anlayabilmek için onları da tanımak gerekiyor. Yazının devamında kitapta beni etkileyen bölümleri yazacağım eğer kitabı okumayı düşünüyorsanız yazıyı okumayı bırakın. Yok eğer düşünmüyorsanız devam edin :)



-Henry Austen yani Jane'in kardeşi  "hiç de olaylı bir yaşam" değildi diyor Jane Austen'in hayatı için.
-Jane Austen işaret dili biliyordu.(daha yeni işaret dili öğrendiğim için bu bilgi ayrıca ilgimi çekti :D)
-Jane Austen  trajedi türünde bir eser hakkında konuşulurken "bu bir trajedi o yüzden okunmaya değmez" diyor. (romanlarındaki mutlu son bu cümleyi de doğruluyor bence)
-Lady Susan kitabında Lady Susan'ın tam rehber kitapların hanımefendilere olmalarını tavsiye ettiği kişi olması Jane Austen'in taşı gediğine koyduğunun resmidir.(Lady Susan'ın entrikalarla dolu bir insan olduğunu hatırlayınca gülümsememi engelliyemiyorum)
-Jane Austen dansa düşkündü ve bunda ustalaştı.
-Jane Austen modaya hiç dikkat etmezdi "keşke elbiseler hazır alınabilseydi" diyor bir mektubunda.
-Jane Austen koyuya yakın saçlı uzun ince biriydi.
-Jane Tom Lefroy'la tanıştığında 20 yaşındaydı yani Lizzy Bennte'le aynı yaşta.
-Jane Austen'in Tom Lefroy'la tanıştığı yıllara ait mektuplar Cassandra(Jane'in ablası) tarafından yok edilmiş.
-Tom Lefroy yaşlandığında Jane Austen'e aşık olduğunu kabul etti.(Becoming Jane filmini izlemelisiniz)
-Jane Austen 1795'de Tom Lefroy'u son kez gördü. 1796'da Tom Lefroy evlendi 7 çocuğu oldu. 1796'da Jane Austen Gurur ve Önyargı'yı yazmaya başladı ardında 8 kitap bıraktı. (zamanın koşullarına göre değerlendirmek için kendimi paraladım ama aşkın erkek ve kadın üzerindeki etkisi bu mudur diye düşünmekten kendimi alamadım ne yazık)
-İkna hayattaki şansını yitirmiş ve asla 2. baharını yaşayamayacak olan tüm kadınlara bir armağan olarak görülebilir diyor yazar beni en çok etkileyen bu oldu. Bu görüşle İkna'yı yeniden okumaya karar verdim.
-Jane Austen'in hikayelerindeki kurnazlığa ve gizli hicve bakarsak sevinçten daha keskin bir hayal kırıklığı duygusu keşfederiz. Bazense keşfettiğimiz hayal kırıklığının da ötesidir. (bunu okuduktan sonra romanlardaki mutlu sonlar gerçekten mutluluk mu diye düşünmeden edemedim)
-Jane Austen'in son sözü "ölmek dışında hiçbir şey istemiyorum."dur.


Aslında pek çok not aldım bunlar beni en çok etkileyenler. Daha fazlası için kitaba bir göz atın derim ben.

Bir küçük dip not: fotoğraflar bana aittir.

5 Temmuz 2015 Pazar

Jane Austen Uyarlamaları Dizi ve Filmler

Bu zamana kadar izlediğim Jane Austen'in romanlarından ilham alınarak çekilmiş filmlerin/dizilerin listesini huzurlarınıza sunuyorum. Bakın bu yılların emeğidir. Bu yolda "şu filmde var izlesene" diyen herkese teşekkürler!

Aşk ve Gurur İle İlgili Yapımlar

1940 yapımı film:

                                    

- Film güzel güzel olması ama 2005 yapımı ile karşılaştırılınca izlemeseydim de olurmuş dedirtti bana. Bir de buradaki Bay Darcy'yi sevemedim ben. Açıkçası bir ara Bay Darcy'yi omuzlarından tutup sarsmak istedim ama Jane Austen'e saygımdan ses etmedim (!).  Filmi sevemememin en önemli nedeni de bu sanırım. 

- 1980 ve 1990 yapımı mini diziler de var fakat onları alt yazılı olarak bulmak mümkün değil en azından şimdilik.

1980 yapımı mini dizi:


1995 yapımı mini dizi:

                                    

- Şöyle söyleyeyim bu mini diziyi izleyince kitabı okumuş kadar oluyorsunuz. Zaten herkes tarafından en çok beğenilen yapım bu. Bay Darcy karakterini canlandıran Colin Firth'ün de etkisi olabilir tabii bu. Bence mutlaka izlemelisiniz.

2005 yapımı film:

                                    

- Jane Austen seven/sevmeyen, romantik film seven/sevmeyen çoğu kişinin beğenisini kazanan bir film mutlaka ama mutlaka izlemelisiniz. Kitabın konsantre edilmiş hali gibi adeta. Filmi izledikten sonra o döneme ait bir insanmışsınız gibi hissetmeniz muhtemel. (Yani bana öyle hissettirdi ama bence siz de hissedeceksiniz, buna çok emin gibiyim baya)

Bride And Prejudice (film):


    Film Pride and Prejudice'ın Hint uyarlaması. Eğer Hint filmi seviyorsanız bunu da seversiniz. Bence başarılı bir uyarlama olmuş. İtiraf edeyim dans sahnelerini biraz geç geç yaparak izledim. Konu P&P olunca bende akan sular duruyor o yüzden bu filmi de beğendim. Sarışın Bay Darcy'ye katlanabilir misiniz bilemem ama izleyin derim ben.

 

 Take Me To Love (filmin Take me to love şarkısını çok sevdim bir kulak verin )

Death Comes To Pemberley (dizi):


    Death comes to pemberley bir mini dizi. İlk bölümünü izledim ve bıraktım sonunu izleyemedim ama dizinin kötü olmasından değil. Birincisi ben böyle ölümlü, sırlı dizileri sevemiyorum ikincisi Jane Austen'e huzursuzluğu yakıştıramıyorum ve üçüncüsü hayalimdeki Bay Darcy&Elizabeth evliliğindeki mutluluğa gölge düşürüyordu hayallerimi sağlama alıp onurumla ilk bölümünde diziyi bıraktım. Ama siz böyle şeyleri takmazsanız izleyin ve yorumlarınızı bana da yazın :)

Güncelleme (20.01.2019): 5 yıl sonra dizinin kalan 2 bölümünü izledim. Nedenini ben de bilmiyorum. Austensizlik başıma vurmuş olacak. Buradan yetkililere sesleniyorum üzerimize yeni uyarlamalar atın rica ederim! Görüşlerime gelirsek -spoiler alert- hala Jane Austen'le karanlık hikayeleri bağdaştıramıyorum ama diziye de kötü diyemem. Elizabeth'i bir kere bile gülerken görememek beni üzdü gülmeyi ne kadar sevdiğini hepimiz biliyoruz. Ayrıca dizide bir mavi göz bolluğu vardı. Lizzy'nin güzel kahverengi gözlerinin hikayedeki önemi malumunuz :( İtiraf ediyorum Bay Darcy'nin bocalayacağını ben de düşünüyordum neyse ki tatlıya bağlandı. -spoiler alert-

Asi (dizi):


    Asi'yi çoğumuz izlemiştir. Senaryo Pride and Prejudice'dan esinlenilmiş. Hatta karakterlerden biri dizinin final bölümünde Aşk ve Gurur okurken gösteriliyor. Benim uyarlamasını en sevdiğim dizi çünkü ana fikir P&P'den ama çok farklı bir şekilde işlenmiş. Tabi son zamanlarda reyting uğruna bu diziyi de kaybettik ama ilk bölümleri çok güzeldi.

Aşk ve Gurur (dizi):


Dizi ile ilgili yazıya şuradan ulaşabilirsiniz. Bir Türk yapım denemesi daha. Kısa özet: hiç sevmedim.

Aşk Tasması (Film):


İlgili yazıya şuradan ulaşabilirsiniz. Kısa özet: Sevemedim.

Aşk ve Gurur ve Zombiler (film):


Bu filmle ilgili yazıya şuradan ulaşabilirsiniz. Kısa özet: Ne sevdim ne sevmedim.

Aşk ve Gurur ve Ökse Otu (film):


Bu filmin de Jane Austen'le tek alakası senaryonun üzerine serpiştirilmiş isimler. Gurur ve Önyargı ile ise uzaktan akraba bile değil. Klasik bir yeni yıl filmi. Çiğlik ve yapmacıklık beni rahatsız etmez derseniz izleyin.

Aşk ve Gurur ve Kardan Adam (film):


Filmle ilgili yazıma şuradan ulaşabilirsiniz. Kısa özet: Sevemedim.

Paging Mr. Darcy (Film):


İlgili yazıya şuradan ulaşabilirsiniz. Kısa özet: Sevdim.


Akıl ve Tutku İle İlgili Yapımlar

1995 yapımı film:

                                     

- Bu filmi beğenme sebebim Albay Brandon'ı Alan Rickman'ın canlandırması. Benden de iyi film eleştirmeni oldu he. Şu filmleri sevip sevmeme sebeplerime bakın sanattan anlıyoruz vesselam (!) Alan Rickman'ın göz yaşlarına boğduran sevgisini bir kenara koyarsak (yani siz koyabilirseniz açıkçası ben göz ardı edemiyorum :D) dizi gayet güzel. Kendime aynı diziyi 3 kereden fazla izlememe cezası vermemiş olsaydım yeniden izlerdim.

2008 yapımı mini dizi:

                                    

- Bu dizi de güzeldi ama Sense and Sensibility bende filmle özdeşleştiği için diziyi çok benimseyemedim.

From Prada To Nada (film):


   Bu yapım Sense and Sensibility'nin bir günümüz uyarlaması. Ben bu filmi de sevdim şaşırmadınız diye tahmin ediyorum :D Günümüze uyarlanması başarılı olmuş. Eğlenceliydi.


Kandukondain Kandukondain (film):


Film Sense and Sensibility'nin Hint versiyonu. Hikaye Hint kültürüyle harmanlanmış ama özü itibarıyla benzerlikler taşıyor. Eğer Hint filmi seviyorsanız izleyin derim ben sevmiyorsanız izlemezseniz çok da bir şey kaybetmezsiniz :D

Emma İle İlgili Yapımlar

1996 yapımı film:

                                     

- Ben bu filmi çok sevdim. Romanı okuyup etkilenmemiş olsanız bile izlemekten zevk alabilirsiniz. Buradaki Bay Knightley de bence izlenmesi için sebeplerden biri olabilir ya da olmaz siz bilirsiniz ben karışamam doğrusu.

2009 yapımı mini dizi:

                                     

- Bay Knightley diyor susuyor susuyor susuğyorum. Neyse fazla da şeyapmiyim. Bu dizide en çok beğendiğim şey Emma'nın kıyafetleriydi :D Yine aynı olacak ama kitabı okumuş kadar oluyorsunuz.

2020 Yapımı Film:


Filmle ilgili düşüncelerime şuradan ulaşabilirsiniz. Kısa özet: Sevemedim.

Aisha (film):


   Bu yapım Emma'nın bir uyarlaması. Emma'nın pek çok uyarlaması var. Bay Knightley'ye hak ettiği değeri vermek istiyorlar herhalde :D Ben bu uyarlamayı da sevdim. Hikayenin özüne bağlı kalınmış. Filmin müzikleri de hoşuma gitti hala dinliyorum. Emma'yı seviyorsanız izlemelisiniz!



Clueless (film):


   Çok eğlenceli bir film Clueless. Emma bir lise komedisine çevrilmiş. İzledikten sonra siz de çevrenizde ne çok Emma olduğunun farkına varacaksınız. Ve Bay Knightley burada bir üniversite öğrencisi. Söyleyeceklerim bu kadar.



Mansfield Park İle İlgili Yapımlar

1999 yapımı film:

                                    

- Eğer Mansfield Park romanını seviyorsanız bu filmi de seversiniz. Film biraz sessiz ve ağır ilerliyor buna rağmen güzel.

2007 yapımı film:
                               
                                   

- Dünya üzerinde izlemeye başlayıp bitiremediğim sayılı filmlerden. Bunun en önemli sebebi Fanny rolünü oynayan oyuncuya tahammül edememem. Onu göz ardı edebilseydim belki filmi bitirebilirdim.

İkna İle İlgili Yapımlar

1995 yapımı film: 



- İkna'nın güzel bir uyarlaması ama ben yine de 2007 yapımını tercih ederdim.

2007 yapımı film:

                                   

- Bu filmi gerçekten beğendim. Bence Jane Austen seviyorsanız izlemelisiniz. Tabii ki Yüzbaşı Wentworth ile alakası yok saçmalamayın. Hiç Jane Austen okumadıysanız ve sadece romantik film seviyorsanız bile izleyin bence. (Bu filmle ilgili beni tek rahatsız eden başrol hanım kızımız Anne'i canlandıran oyuncunun saç modeli oldu.)

2022 yapımı film:


İlgili yazıya şuradan ulaşabilirsiniz. Kısa özet: Sevemedim.

Modern Persuasion (Film):


Bu filmle ilgili yazı yazmamışım ama izlememenizi salık veririm :(

Northanger Manastırı İle İlgili Yapımlar

2007 yapımı film:

                                   

-Bu film de tekrar tekrar izlemek istediklerim ama kendime verdiğim söz nedeniyle izleyemediklerim arasında. Bu filmin ve romanın yeri gerçekten ayrı bende. Tilney karakteri en eğlenceli Jane Austen karakterlerinden biri bence. Tabii ki roman okumayı ve üzerine konuşmayı eğlenceli buluyorsanız. Bence mutlaka izlemelisiniz.

Aşk ve Arkadaşlık (Lady Susan)

2016 yapımı film:



-Filmle ilgili yazıya şuradan ulaşabilirsiniz. Lady Susan alışılmış Jane Austen karakterlerine hiç benzemiyor. Filmi izlemekten zevk aldım ben siz de "sevgili listenize" (Lady Susan'ın ifadesiyle) bir yararı olsun istiyorsanız taktiklere bir bakın derim ben(!)

Sanditon Dizisi:


İlgili yazıya şuradan ulaşabilirsiniz. Kısa özet: Hem sevdim hem sevemedim.

Jane Austen Temalı Yapımlar

Lost İn Austen (dizi):


   Lost in Austen bir mini dizi. Başlangıçta sevmiştim fakat dizinin sonu hiç hoşuma gitmedi bu yüzden tüm diziyi sevmekten vazgeçtim. Ama Jane Austen kitaplarına farklı bir bakış açısıyla bakmanızı sağlıyor. Temizliklerini nasıl yaparlardı, kahvaltıda ne yerlerdi, saçlarını nasıl yaparlardı... İzleyin ama sonunu çok da şaapmayın.



Austenland (film):


    Yakın zamanda çekilmiş bir film. En sevdiğim filmlerin arasına girdi bile. Çok eğlenceli ve neşeli. Beni çoğu yerde güldürdü. Ama hafif bir tedirgin etmiyor değil. Jane Austen'in de fazlası zarar dostlarım! Bence mutlaka izlemelisiniz.


Jane Austen Kitap Kulübü (film):


     Zaten daha önce bununla ilgili bir yazı yazmıştım ama bu listede de olsun istedim. Çok güzel bir film. İzlerken siz de kulübün bir parçası gibi hissediyorsunuz. Ve hayıflanıyorsunuz neden böyle kulüpler yok diye. (2019 güncellemesi: o kulübü kurdun Austenzedeciğim!) Ben beğendim izlemelisiniz.

Becoming Jane (film):

                                           

Bu film Jane Austen'in hayatını, yazar olma serüvenini ve Tom Lefroy'a olan aşkını anlatıyor. Filmde Jane Austen'in tüm kitaplarından izler bulabilirsiniz. Sanırım yukarıdaki filmlerden önce bu film izlenmeli.

Miss Austen Regrets (film):


Filmle ilgili yazıya şuradan ulaşabilirsiniz. Kısa özet: Sevdim.

Miss Austen (dizi):


Dizi ile ilgili yazıya şuradan ulaşabilirsiniz. Kısa özet: Sevdim.


Royal Hearts (film):


Film tam olarak bir Jane Austen uyarlaması olmasa da Jane Austen'e çok fazla atıfta bulunuyor. Düşündürmeyen, eğlencelik, mutlu son vadeden bir film. Filmi izledikten sonra yazdığım yazıya ise şuradan ulaşabilirsiniz.

Jane Austen Hayatımı Mahvetti (film):


Aynı adlı romanın 2024 yapımı film uyarlaması. Ben henüz izlemedim. Jane Austen Kitap Kulübü üyelerinden Sueda'nın yorumu ise şöyle: Tatlı bir Fransız filmi. Roman ile ilgili yazıma şuradan ulaşabilirsiniz.

Sense And Sensibility (film):


Bu yapımı ben de henüz izlemedim. İzleyen varsa yorumlarda buluşalım.

Jane Austen: Rise of a Genius (dizi):


Bu 2025 yapımı diziyi de henüz izlemedim. Merakla bekliyorum.