29 Eylül 2017 Cuma

Aşk ve Gurur ve KINA GECESİ

Merhaba!

Bir şey soracağım izin verirseniz.. Acaba biz kraliyet sistemine geçtik de ben mi kaçırdım? Az önce kına gecesinden geldim ve galiba bir prenses evleniyordu gerçi prenses olduğunu düşündüğüm ama tam da emin olamadığım kızın elbisesinin taşları gözlerimi yanıltmış da olabilir ki bu çok daha ayakları yere sağlam basan bir çıkarım olacaktır. 
Tamam, tamam şakayı bir kenara bırakıyor ve asıl konuya dökülüyorum. 
Kına gecelerinde halayın sonundaki kızın elini sımsıkı tutan yanakları biraz sıcaktan, biraz heyecandan, biraz da giyinip süslenmiş olmanın verdiği mutluluktan kıpkırmızı olan büyük bir cesaretle her oyunu öğrenmeye çabalayan o küçük kız çocuğunu bildiniz mi heh işte ben asla o kız olamadım. Kına gecelerine karşı tavrımı uzun bir süre oturtamamıştım. Bir köşede çılgınca dedikodu yapanlar, bir köşede çılgınca müziğin ritmini kendine uyduranlar, bir köşede oynayanları sessizce izleyenler, o köşe yaz köşesi bu köşe kış köşesi peki ben hangisi olacaktım? İnsanlar beni piste davet ettiklerinde Bay Darcy'nin "zorunda kalmadıkça hayır" cümlesinde zihnimde kahkaha atıyordu.. hayır hayır zorunda kalmadık ça çağ asla la la zorunda da da.. :D Ta ki gelinin kız kardeşi olana kadar.. Ta ta ta taam herkes dalga geçiyor ama gelinin kız kardeşi bence son derece önemli bir konum. Gelin kına gecesi zamanlarında konu mankeni oluyor çoğu zaman ama kız kardeş davetlileri karşılama, sadece kız tarafının istediği müzikleri çalma, davetlileri oyuna davet etme, okul arkadaşlarından oluşan mini kız grubuyla iki eli kanda olsa da pisti ele güne karşı asla boş bırakmama, fesat görümceleri oyun dışı bırakma ve kınanın kız tarafına ait olduğunu karşı tarafa bir güzel belletme kategorilerinde canhıraş bir çaba sarfediyor. Vallahi ironi değil. Bilakis gerçeğin ta kendisi. Evet gelinin kız kardeşi olunca insan düğün kaç bucak çok iyi anlıyor ve mecburen akıntı sizi iflah olmaz bir oyuncuya dönüştürüyor. Normal hayatta dümdüz bir insanken puff kına gecesinde bir de bakmışsınız içinizden Tanyeli çıkıyor tutmayın küçük enişteyi. Konuya çok uzak olanlara not: Peter Parker gibi bir şeyler anlatıyorum. Kına gecesi biraz da korkunçlu bir şey hafta başında Madde Bağımlılığı ile ilgili bir yüksek lisans dersine girerken hafta sonu bir de bakmışsınız zulalala zulalala da bonzayeğ. Amma uzun yazdım hala okumaya devam ediyorsanız teşekkür ediyor ve esas kısma geçiyorum peki Gurur ve Önyargı karakterleri bir kına gecesinde ne tip insanlar olurlardı?

Dıt dırırıt dırıt dırıt Austenzede iftiharla sunar...

Elizabeth Bennet ya da Yeni Gelin

Evet Lizzy kesinlikle yorgunluktan boş ama bir o kadar da mutlu, gelecekten umutlu gözlerle etrafına bakan kah oynayan kah oturan yemek yemediğini unuttuğunu bile başkalarının hatırladığı gelin olurdu kesin.

Bay Darcy ya da Damat

Damatlar kına gecelerinde genellikle ortalarda boNboş dolaşan her türlü olay kendisinin dışında gelişen kişiler oluyorlar. Bence Bay Dacry bu konumdan asla şikayetçi olmazdı. Gerçi bugün katılma şerefine nail olduğum kınada damat bir süre içeri alındı gözlerinden "biz hangi yıldayız, bura nere, bu kadınlar kim" diye düşündüğü anlaşılıyordu zaten fazla düşünmeye gerek yok. Yalnız bir ara galiba damat pistin orta yerine oturmuş ve gelin karşısında testiyle dans etmiş olabilir ama o sırada kanlı gözyaşlarımı silecek bir şeyler ve kafamı sürtebileceğim sert bir zemin vs arıyor olduğum için tam da göremedim şindi yalan konuşmayayım.

Mrs. Bennet ya da Gelinin Annesi

Mrs. Bennet tam üzgün numarası yapan ama orkestra "oynak" bir şeyler çalınca kendini piste atmaktan da çekinmeyen bir anne tipi değil mi hani kızından daha güzel giyinme ihtimali bile olanları gözlerinden çıkan ışınlarla ortadan ikiye ayırabilecek 10 kaplan gücünde.. Tamam bu çok uç bir örnek oldu ama gerçek olmadığını da iddia edemezsiniz :D

Mr. Bennet ya da Gelinin Babası

Mr. Bennet kesin o hengamede kendisini evde unutturmanın bir yolunu bulan baba olurdu. 

Gelinin Kız Kardeşleri

Jane Bennet: Gelinin bekar olup olmadığı trend topic olan kız kardeşi olurdu muhakkak.

Mary Bennet: Akrabaların "şo kızları tanıyorum da bu kim arkadaşları mı" sorusundaki "bu" olurdu bence.

Lydia ve Kitty Bennet: Tam olarak pisti coşturan görümcelerle yapılan pist muharebesinden galip ayrılan gecenin sonunu 8 talip ve Manas Destanı kıvamında bir instastory yığını ile gören kardeşler olurlardı kesin.

Bay Bingley ya da Damadın En Yakın Arkadaşı

Evet erkeklerden kimin medeni halinin merak konusu olacağı da sanırım bu başlığın altını dolduruyor. Peki bu bardağın yarısı mı doluydu yoksa yarısı boş muydu ay o başka konuydu.

Caroline Bingley ya da Sinsi Davetli

Kınada inatla kırmızı giyen ve gelinden rol çalmaya çalışan tip Caroline'dan başkası olamazdı herhalde.

Charlotte Lucas ya da Gelinin En Yakın Arkadaşı

Hani yazının başında gelinin acıktığını geline hatırlatan şahıstan bahsetmiştim ya işte o fedakar şahıs Charlotte'dan başkası değil. Bilirsiniz o romantik değildir ve hiç olmamıştır o yüzden ruh sağlığı yerinde olarak günü bitirecek tek kişi ve herkesler fotoğraflarda Mona Lisa gibi poz verirken göz altları yorgunluktan mosmor çıkacak tek kişi de o olacaktır.

Mr. Collins ya da Münasip Kısmet Avcısı

Kına gecesi çevresinde kendine uygun bir kısmet bulmak için bir aşağı bir yukarı gezen tip tam da bu tip işte düşünmeye ne hacet.

Lady Catherine ya da KAYNANA 

Hi hi evet. Gelin dahil her şeyi eleştiren kıyafetinin resmiyetiyle etrafına camdan duvarlar ören tüm gece yüzünde tek kas oynamayan ama yeri geldiğinde de dudağını bükmekten geri durmayan kişi işte bu kişi.

Lady Catherine'in Kızı ya da Onu Oynamaya Hiçbir Kuvvetin İkna Edemeyeceği Kişi

Hani her kına gecesinde arka masalarda oturan zorla etek giydirilmiş saçları açılmış asla durumla ilgilenmeyen ve etrafa biraz boş biraz da içe gözyaşı akıtmalı bakan kızlar olur ya o kesin Lady Catherine'in kızı olurdu.

Wickham ya da Damadın Asla Sevilmeyen Sevimsiz Akrabası

Hani olur ya damadın bir yerden akrabasıdır ama kimse tam olarak kaçıncı kuşak bilmez, laubaliliğiyle ün yapmış, kendini eğlencenin vazgeçilmezi ve damadın "kankisi" olarak gören ama kimsenin adını tam bilmediği tip bence Wickham kesin o olurdu. Geceden bir  iki telefon numarasıyla ayrılırdı ama orası da kesin.

Bay ve Bayan Gardiner

Düğün hazırlıklarında son dönemeçleri alırken ve finansman suyunu çekmek üzereyken Kül Kedisi masalındaki Peri Anne gibi balkabağına sihirli değneğini dokunduran ve onu o anda en ihtiyaç duyulan şeye çeviren enişte ve teyze işte bu enişte ve teyze olurdu muhakkak.

Sanırım yazının sonuna geldik sizin aklınıza gelen kına gecesi insanları var mı? Şu kişi şu değil ya aslında tam da bu, şu kişi şu da olabilir dediğiniz ya da eklemek istediğiniz biri varsa yazın lütfen.

Son bir soru beni cevapsız bırakmayın rica ederim.

Siz hangi kına gecesi insanısınız?
A) İşten geliyorum zaten topuklularla iki oynar babete geçerim tipi
B) Bu şarkı bitsin de gideyim bir roman açtırayım bari bu nebçim müzik tipi
C) Bana dokunmayın anacım şöyle az ötede kumda oynayın ben bir görünüp gidecem zaten tipi
D) Dur bi de Snapchat'e hikaye atayım tipi
E) Her kına gecesi sonunda ya ben az önce ne yaşadım demekten kendimi alıkoyamıyorum tipi

Not: Cevapları gerçekten merak ediyorum siz ne düşünüyorsunuz.
Not: Cevaplardan size uyan yoksa yeni şık eklemekte atış serbest
Not: Bu yazı gece 2.30'da yazıldığı için görselli şekilli şukullu değil zaten bu konuda pek başarılı olduğum söylenemez. İnşallah okurken fenalıklar gelmemiştir soldan soldan.

Şimdiden özür diliyor, affınıza sığınıyor, iyi uykular diliyorum..

Ha bu arada aklıma gelmişken hani yazının başında söz ettiğim yanakları biraz sıcaktan, biraz heyecandan, biraz da giyinip süslenmiş olmanın verdiği mutlulukla kıpkırmızı olan kız var ya işte onun cesaretini kırmayın rica ederim, ilerde bunun etkisi nasıl yansır hiç belli olmaz bu konuda tez bile yazılır he dur iyi buldum ben bunu(!) biraz olgunlaştırayım da bebek bi fikir çünkİ daha fetüs 



10 Eylül 2017 Pazar

Aleyna Tilki ve Bay Darcy Üzerinden Bir Toplum İncelemesi

Merhaba!

Nalaka dediğinizi duyar gibiyim. Aa hemen celallenmeyin rica ediyorum. Açıklamama müsaade buyurun. 
Aslında her zaman nedenini düşündüğüm ama bu sıralar çokça gözlemlediğim bir halden bahsedeceğim. Toplum içimde sessiz duran insanlardan nefret etmek! Sbam! Evet insanların büyük bir kısmının nefretini susarak kazanmış bu azınlık hakkında konuşacağım. Sbam!. (Magazin efekti yaptım) 
İnsanlar toplumda çok konuşanları, sesi çok çıkanları daha çok seviyorlar halbuki sana fırsat vermiyor işte ondan nefret etsene, adam lafı sana düşürmüyor. Ama yook ille de konuşmayan sinsi konuşmayan cin fikirli! Kadın diyor ki susuyor kim bilir ne düşünüyor da susuyor. Çok konuşan karşısına geçip küfretse içi dışı bir, dobra bi kişi olur ama karşına geçip susan insan: fena fikirli! İlle her konuda düşünmeden konuşacaksın, uzmanı olmadığın her alanda fikir beyan edeceksin. -Bu bir genelleme yazısı değildir bu blogun yazarı genellemelerden nefret ediyor.- 


E şindi bunu Aleyna Tilki ve Bay Darcy'ye nasıl bağlayacaksın diye merak ederseniz -ki inşallah ediyorsunuzdur- hemen bağlıyorum. Aleyna Tilki ilk şarkısını çıkardıktan beri gündemimizden düşmüyor, düşemiyor. Çünkü biliyorsunuz kızın adını müdür dahi biliyor, durun hemen alkışlamayın bunda ne var ben daha nelerden bahsedeceğim (!) Bildiğimiz gibi sayın Tilki mütevazı kelimesini İstanbul'da bir semt adı zannediyor. Herkesin de onun bu huyu üzerine söyleyecek bir lafı var sözde esefle kınıyorlar ama bence herkes takdir ediyor, saygı duyuyor. Çünkü saygı görmek istiyorsan kendini tereddütsüz övmen gerekiyor mütevazılığa asla tamah etmek yok. Ben Aleyna Tilki'yi bir konuda tebrik ediyorum toplumumuzu iyi anlamış. Başarısı da bunu açıklıyor. Listelerde yukarılarda kalmaya devam eder bence. (Bakın nasıl da müzik camiasındanmışım gibi konuştum ben de yavaş yavaş çakıyorum davayı)


Bıçağın keskin olmayan diğer tarafında ise Bay Darcy bulunuyor. Adam yaratılmışlar dünyasının ayrı bir kategorisine ait biri olarak tanımlanıyor ama konuşmaktan hoşlanmıyor diye herkes onu tefe koyuyor, Lizzy dahil. Ne olmuş iki üstten baktıysa yani ne var ne? Adamın adını müdür değil de Derbyshire'ın yarısı biliyor diye mi alkışlamıyorsunuz? 
Genelde toplumun "sessiz olduğu için sinsi olduğu düşünülenler" kısmında olduğumdan olacak biraz öfkelendim. Neyse zaten ben herkes hararetle konuşurken birden sessizleşiyorsam kafamda blog yazısı toparlıyorumdur beni kendi halime bırakırsanız aranıza dönerim. Dönersem zaten sizinimdir, dönmezsem hi.. tamam kötü oldu kabul.


Resimler Pinterestten..


4 Eylül 2017 Pazartesi

Bayram İzlenimleri 2

Merhaba!

  Austenzede bayram izlenimlerini iftiharla sunar. Geçen sene de bir bayram izlenimleri yazısı yazmıştım üzerinize afiyet hayatımda hiçbir şey değişmemiş. Yazıyı merak edenler şuradan ulaşabilirler. E madem bir şey değişmemiş ne konuşuyosun derseniz biraz kırılmakla birlikte ama fikirlerim değişmiştir belki diyerek cılız bir şekilde kendimi savunmaya kalkarım ben de ne yapayım. Ben yeni mezun ve öfkeli bir insanım biraz "sensin" falan diyerek idare edeceksiniz artık.
  İlk olarak söylemek istediğim şey o bayram bitince işe döneceğim diye üzülenler size içimden biraz ağır konuşuyorum ama çok da sesimi yükseltmiyorum birkaç sene sonra işten yakınırsam kendime karşı yüzüm olsun diye o da. Geçen yazımda tatili boNboş geçiriyorum her gün bir film izliyorum falan diye üzülmüşüm işte nelere sıkılıyorum böyle dememeli du bakalım daha nelere sıkılacağım demeli bu sene başımda KPSS denilen bir şey var biz ona kendi aramızda kara mübarek diyoruz, ben ve kendim. Neyse Bengü'nün de dediği gibi " en acısı ölmüyor da insan ben bunu da atlatırım" yani inşallah.
  Evet uzattım farkındayım. En azından farkındayım yani ne var ne? Farkında olmak bitirmenin uzaktan hoş gelmesidir.
  Barış için insanlık için sevgi dolu bir dünya için batsın bu bayram izlenimleri;

1. Herkes kendi kocasının esprisine gülmeye devam ediyor
2. Yengemin sodalı Türk kahvesi tarifi ev hanımlarının gündemine bomba gibi düştü biz de hafiften şaşırdık 
3. Yan komşunun oğulları bayram ziyareti yaparlarken anneannemden önce anneannemin görümcesine gitmişler anneannem bu duruma biraz içerledi haliyle ailecek arkalarından biraz atıp tuttuk tabi (anneanne kelimesini çok yazınca anlamını yitirdi bu kelimenin yazımını TDK acilen anane olarak değiştirmeli)
4. Aileye yeni giren damatlara çeşitli şakalar yapılıyor ben hiç gülmüyorum
5. Nişanlı olmayan ama altın aksesuar takan akrabamı evli akrabalarım darlayınca ufak gerginlikler yaşandı ama arkalarından bir kaç cümle sarf edip altın aksesuar için nişanlılık şartı olmadığına ve belki ilerde ALES şartı konabileceğine ama onun da kesin olmadığına karar verip bir daha konu üzerinde konuşmadık
6. Babam kendi siyasi görüşünden olan ama sevmediği akrabaları kendi görüşünün tam tersindenmişcesine sıkıştırmaya devam ediyor bunu neden yaptığını umarım kendi de sorguluyordur akrabaların kafası karıştı çünkü 
7. Üniversiteye yeni yerleşen akrabalar biraz mutlular onlara KPSS gerçeğinden bahsetmiyoruz ama içimizden kıs kıs da gülüyoruz
8. Herhangi bir üniversiteye yerleşemeyen akrabalar çeşitli bahaneler öne sürüyorlar hepimiz yalan olduğunu biliyoruz ama pek çaktırmıyoruz 
9. Anneannem yine telaşeden tüm gece uyumamış en son ben öğle namazını kıldım mı diye anneme sorarken yakalayıp utanmasın diye duymazdan geldim
10. Son feci Facebook kullanıcısı akrabalarım herkesin paylaşırken mantıklı ama yüksek sesle söylenince hafiften utanç verici Facebook gönderilerini yüzlerine vurup eğlendiler. Lunaparklardaki şu ters dönen havada asılı falan duran bir alet var ya onun gibiydi başta eğlenceli ama inince miden bulanıyor.

  Bir de bir şey soracağım sadece mutluyken tweet atıp yazı yazabilen var mı aranızda. Austenzede'de yazlar sıcak ve depresyona meyilli kışlar soğuk ve göz yağışlı geçer bitki örtüsüyse iğne yapraklı düşünce ormanlarıdır. İğne yapraklı düşünce ormanlarının çiçekleri sadece güneşin kendini gösterdiği günlerde açar ama güneşli günler o kadar azdır ki çiçekler bazen şaşırıp karanlık günde açıverirler o da hiç komik olmaz.
  Türkçe çeviri: Sadece mutluyken yazı yazabiliyorum ama neşeli günlerim çok az olduğu için iyi olduğunu düşündüğüm yazı fikirlerim yazıldıktan sonra tat vermiyor. Mutsuzken de güzel şeyler yazabilenleri kıskanıyorum. Sizde durumlar nasıl? (Austenzede tarafından çevrildi) (kendi yazıyor kendi çeviriyor biraz garip biri)
  Not: Geçen gün gördüm biri "austenzede" adıyla İnstagram hesabı açmış biraz öfkelendim tabi. Yahu hayali karakterimi de mi bana bırakmayacaksınız gerçi Kanuni'yi eli boş gönderen dünya bana neler yapmaz (Austenzede tarih çalışıyor) 
 Notlar devam ediyor: Austenzede'den dev hizmet eğer KPSS vs. herhangi bir sınava çalışanınız varsa Youtube'taki Benim Hocam kanalına göz atın derim (ay profesyonel gibi konuştum) Gerçi baya ünlüler ama benim bir önceki KPSS hazırlanışımda haberim çok geç olmuştu.
 Görünüşe göre bitmiyor: Öncesinde başarısız olduğun bir sınava tekrar hazırlanmak sürekli spoiler gördüğünüz bir diziyi izlemek gibi bir şeymiş yahu hiç söylemiyorsunuz da. Son reddedilişinden sonra kasabaya eş bakmaya gelen Wenthwort'ü uzaktan izleyen Anne Eliot gibiyim mütemadiyen aklıma eski anılar hücum ediyor ders çalışmanın dışında beni türlü aktiviteler yapmaya ikna eden hallerimi SEVGİYLE anıyorum.
 Sonuna geldik hemen de sinirleniyorsunuz: Şimdi yatalım yarın erken kalkar çalışırız hadi iyi geceler.