29 Ekim 2018 Pazartesi

Kitap Okumak Gibisi Yok!

Twitter'da insanların "İtiraf ediyorum, kitap okumak kadar eğlenceli bir şey yokmuş! İnsan kitap okumak dışında her şeyden çabucak sıkılıveriyor. Kendime ait bir ev sahibi olduğumda, şöyle muazzam bir kütüphane edinmeyi başaramazsam kahrolurum." sözünü paylaşıp kitap okumaya övgüler düzmesi bu aralar beni en eğlendiren şey şimdi yalan yok. Beni neden güldürüyor kısmına gelmezden önce bir girizgah yapayım da bu ne diyo yahu diye bana kızmayın sonra.


Ben satırların altını çizerek kitap okuma alışkanlığını 18'inci yaşımın sonlarına doğru kazandım. Öncesinde insanlar Jane Austen'den bir alıntı yaptıklarında e bunu Jane Austen dememiş ki Elizabeth Bennet demiş ya da işte ne biliyim Charlotte demiş diye içimden geçirmeden edemiyordum. Sonra dedim ki demek ki bu şekilde de düşünülebilir ben de yapayım. Çabuk ikna oluyorum ne var ne! İşin şakası şu an bunun saçma olduğunu düşündüğüm görüşe geri dönmüş bulunmaktayım, hemen hemen... 
Jane Austen'in sevmediği ya da dalga geçmek istediği yazarların kitaplarını romanlarındaki "kurnaz" karakterlerine övdürttüğü gibi pek çok örnek karşımda duruyorken bunu düşünmek de benim cahilliğim olsun artık kendime diyecek bir şey bulamıyorum. Oturayım sıfır. 
Yazının başındaki alıntıya dönecek olursak; bu cümle Caroline Bingley tarafından söyleniyor ve cevap olarak da kocaman bir sessizlikle karşılaşıyor ya da göz devirme belki omuz silkme artık orası hayal gücünüze kalmış. Gerçi ben Bay Darcy'nin yüzünden tüm kanın çekildiğine neredeyse emin gibiyim ama siz bilirsiniz. Son zamanlarda insanların bu cümleyi paylaşıp "aa ben" "bu kitapsever de kimmiş aa benmişim" "oha aynı sen" vs şeklinde tweetler attıklarını görüyorum. Eğer kitap okumadığı halde okumayı çok seviyormuş gibi davranan arkadaşlarını iğnelemek için bunu yapmıyorlarsa ya da kendilerine laf sokmak için (ki benden başka kendine laf sokan birileri var mı bilmiyorum ama bir şansımı deneyeyim dedim) Gurur ve Önyargı kitabını okurken dikkat göstermedikleri kesin! 
Jane Austen'in orada burada gördüğümüz biyografilerinde mizah anlayışından bahseden bir cümle mutlaka görüyoruz ama ben bazen çoğu şeyi anlayıp anlamadığımı bile bilmiyorum onu okurken. Tüm bu yazma serüveninde iyi eğlendiği kesin. Ayrıca o biyografilerde Jane Austen'in yazdıklarından esaslı bir "kazanç" elde etme dönemi için ölümünden sonrasını işaret ediyorlar ama bence çok iktisadi düşünüyorlar. Kendi kendini eğlendirebilmekten daha büyük bir kazanç var mı hayal edemiyorum. Gerçi benim hayal gücüm geniş de değildir ama galiba o benim şahsi problemim. 

Not: Bu arada insan kitap okumayı sevmesiyle neden -yüksek sesle :p (oha bu ifadeyi ilk defa kullandım)- gurur duyar ki! Bir keresinde lisede bir çocukla bir kız kavga ederken kız "Ben senin boyun kadar kitap okudum bi' kere!" demişti. Aşırı utanmıştım ben kendi adıma. Çocuk da 1.50'ydi gerçi, o da kızın problemi artık. Bana kalmıştı çünkü bu anıyı da sıkıştırıvereyim dedim. Muziplik tamamlandı.


resimler Pinterest'ten.

11 Ekim 2018 Perşembe

Romantik Olmak Neden Kötüdür?

Sen daha yeni Jane Austen'in kesinlikle bir "romantik" olmadığı ile ilgili upuzun bir yazı yazmadın mı şimdi bu ne başlık bu ne lahana turşusu derseniz size hak veririm, kendimi tutamam. Hemen kızmayın canım ben de şaşkınım önce o eli bi indirin öyle konuşalım.
Bilimsel Kitap Analizi ödevim için okuduğum Çocuk Hakları kitabında dikkatimi çeken bir şeyden bahsedeceğim beni dinleme zahmetine katlanırsanız eğer. Aslında şu an analizimi ödev şeklinde yazmam gerekiyor ama o "bilimsel" olduğu için şuracığa içimi dökeyim de oraya usturuplu bir şeyler yazayım diye geldim. Hoca ödevi beğenmezse bu yazının linkini gönderirim artık. 

Kitapta çocukların cinsellik hakları kısmında diyor ki erkekler cinselliği "göster amcalara" gerçekliğinde yaşarken cinsel yönü olduğu bile akıllara getirilmeyen kadınların payına bu duyguların ifadesinde romantizm ideolojisinden başka bir şey düşmemişti. Bu cümleleri okuyup geçmeye benim içim elvermedi durup düşünmemi emretti yazarın satırları. Sonra romantik olmayı, duygu dolu ağdalı cümleleri hafiften hor gören kendime biraz ağır konuştum içimden ama çok az. Akabinde bu düşünceleri öfke takip etti blocklayamıyorsun da! Sistemin acımasızlığı gözlerimi yaşartıyor. Önce yok say romantizmden başka açık kapı bırakma ya da romantizmin kapısının açılacağını tahmin edeme sonra romantizmin itibarını yerle yeksan et. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömmenin tarihin karanlık sayfalarında kaldığına inanıyoruz ben ona üzülüyorum. 

Hani böyle bir dedikodu duyarsın da sonra anlamsız bazı davranışlar zihninde canlanır ve taşlar yerine oturur ya aynen öyle oldu bende de. Bu zamana kadar izlediğim dizilerde filmlerde, okuduğum kitaplarda, dinlediğim insanlarda, zihnimden geçen düşüncelerde... O hor görme, küçümseme her yerdeydi. Pembik yeni gelinlerle dalga geçerken bile kendi ayağımıza çelme takıyoruz aslında fark etmeden ne üzücü. 

Benim için bir aydınlanma anıydı ama yazarken çok da müşaşa laflar söyleyemedim. Tam olarak ne düşündüğümü anlatabildim mi bilmiyorum gideyim de yatmadan önce biraz kendimi karşıma alıp eleştireyim. 

Saat 00.00, ben ne yapıyorum ya farkındalığı geldi. Bana sus demek istiyor olabilir siz ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi benimle paylaşmaktan kendinizi alıkoymayın rica ederim.

(Pinterest'den)