29 Mayıs 2021 Cumartesi

Jane Austen Kitap Kulübü #15 Uğultulu Tepeler

Pek değerli Jane Austen Kitap Kulübü'müzün 15. toplantısını 23 Mayıs Pazar günü saat 20.00'de gerçekleştirdik. 


Her ne kadar artık bir Zoom linki daha görmeye takatimiz kalmasa da, kamera-mikrofon kapalı mı diye sürekli kontrol etmekten göz numaramız bir derece daha artsa da biz bu davadan dönmeyeceğiz galiba ve ayrıca mesele Bay Darcy ise Zoom linki anksiyetesi teferruattır canım.

Asıl konuya gelmeden önceki hiçbir yere varmayan, ana fikri olmayan, okuyucunun dikkatini dağıtıp fırsattan istifade Bay Darcy övüp göklere çıkarma muhabbetimizi yaptığımıza göre kulüp toplantısından bahsedebiliriz, o da sizin güzel hatrınız için...

Daha önce Bronte kardeşlerden Jane Eyre'i konuşmuştuk kulüpte -hem de yüz yüze, ve gözyaşları- çok keyif almıştık. Bu sefer biraz da Uğultulu Tepeler'in arkasından atıp tutmak bazen de tutamamak istedik. 

AUSTENZEDE İLE İTİRAF MOLASI

Bu gerçeği açıklamadan yazıya devam edemeyeceğim. Gururumla savaştım ve artık dayanamıyorum. Son 5 cümle benim için işkenceydi. Yargılarım, blog dünyasının benden beklentileri, yaş farkımız ve ait olduğum sınıf bu gerçeği açıklamam için birer engel. Bunları göz ardı ediyorum, ıstırabıma son verin. Evet Uğultulu Tepeler kitabını okumam için beni influence eden kişi Twilight Bella'dan başkası değil :( Hemen kınamayın canım, siz sanki çok şeysiniz... 

AUSTENZEDE İLE İTİRAF MOLASI BİTTİ

Yine 2 cümle ile geçebileceğim giriş kısmı Manas Destanı'na kafa tutma noktasına gelmiş, susayım.

-Toplantıya içinde 3 farklı kitap olabilecek güçteki olay örgüsünden bahsederek başladık.

-Kulüp üyelerimizin çoğunluğu kitaptan genel olarak hoşlanmadıklarından bahsettiler, az sayıdaki diğerleri ise kitabı çok beğendiklerinden.

-Kitabın konusuna geçmeden Bronte kardeşlerin hayatları ile ilgili teorilere de değinmeden edemedik.

-Uğultulu Tepeler'in de Gurur ve Önyargı gibi çeviri dünyasının gazabına uğrayan kitaplardan olduğunu fark etmemiz ise çok uzun sürmedi. Ölmeyen Aşk, Esen Tepe, Rüzgarlı Bayır ve nihayetinde Uğultulu Tepeler...

-Bu konuşmaların akabinde ben bir miktar gözlemci bakış açısıyla yazılan romanların arkasından ağır konuşmuş olabilirim ama kalbim temiz.

-Ve bir süre hikayeyi bize aktaran Nelly Dean hakkında komplo teorilerinde bulunduk ardından Lockwood'un hayatına hiç değinilmiyor oluşuna hayıflandık.

-6 dk kadar Bronte kardeşlerin keder, kasvet, karanlık sevgilerinden bahsettik.

-"Uğultulu Tepeler tutkulu bir aşkı mı yoksa bir takıntıyı mı anlatıyor" üzerinde bir müddet durduk ve bu ilişkinin aşk duygusundan fersah fersah uzakta olduğuna hemfikir olduk.

-Sonra kendimizi tutamayıp Linton'a anlam veremeyişimizi masaya yatırdık. Gerçekten iyi mi yoksa azıcık durgun zihinli (yazar burada hakarete varan söylemde bulunmamak için kendine hakim olmaya çalışıyor) mi olduğuna karar vermeye çalıştık.

-Catherine'in düşünce ve duygularını yargılayacak gibi olduksa da hemen onu bağışladık.

-Ve toplantımızda en çok vakti, gelenin gidenin hor gördüğü, kötü davrandığı, hayatın tüm yükünün olumsuzluklarının stresinin acısını çıkardığı Heathcliff'e ayırdık. Ben de bir miktar yüklenmiş olabilirim kendisine fakat;

My Dearest Heatchcliff,

Şahsi algılama. İnsan hep kendine kızınca zaman zaman yoruluyor. Arada olumsuz düşüncelerin hedefini şaşırtmak lazım. Helal et. Geline selam...

-Eserin yazıldığı dönem, yazarın yaşamı, yayımlandığı dönemde esere yapılan eleştiriler, kadın romancılar ve onların varlık mücadelesini de dönemin edebi bakış açısı ışığında ve Viktorya Dönemi gerçekliklerinden hareketle aramızda mütalaa etmeyi de unutmadık tabii. (Bilim desen var.)

-Söylememe gerek yok ama hadi adet yerini bulsun. Bay Darcy sevgimizden bahsetmeyi de ihmal etmedik tabii.

-Bir hafta sonu karantinasında daha bir araya gelmenin buruk sevinciyle toplantımızı sonlandırdık. Katılan herkese teşekkür ederim, katılamayanlar umarım "Bu harika, olağanüstü, muhteşem toplantıyı nasıl olur da kaçırırım!" diyerek yumruklarını duvarlara vurmamışlardır.

-Bir sonraki toplantıda konuşacağımız kitap George Elliot'ın Silas Marner'ı. 

Bekleniyorsunuuz!

Hadi görüşürüz.

Görüşür müyüz?

Görüşelim!

2 yorum:

  1. Kitabı okuyalı on beş sene olmuştur. Neredeyse hiçbir şey hatırlamıyorum ama ben de çok sevmeyenlerdenim. Bu tarz aşklar bana daha çok takıntı gibi geliyor ve kitaptan etkilenemiyor. Realist bir başak burcu bildirdi :-)

    YanıtlaSil