21 Mayıs 2017 Pazar

Harry Potter Partisi

Merhaba! Austenzede gururla sunar!
     Size Harry Potter bağımlılığımdan şurada bahsetmiştim. Ama bu kadar ileri gidebileceğimi ben de bilmiyordum açıkçası. Geçen sene KPSS'ye hazırlanırken bu partiyi hazırlamak aklıma geldi. KPSS ile neden atanamayacağımın diğer bir nedeni de diyebilirsiniz. Aslında aklımda hep olan bir fikirdi ama uygulamaya dökmek için kritik bir sınav hazırlığı sürecini seçtim çünkü parlak zeka. Partinin birinci adımına partiye katılacakları bulmakla başladım ki bu önemli bir ayrıntı mesela bir Jane Austen partisi de yapabilirdim ama ilk adımda küçük sorunlar yaşadığım için yapamıyorum. Parti demek garip geldiği için yazının devamında bu aşırı çılgın organizasyonuma 'davet' diyeceğim. 
     İkinci adım davetin iskeletinin nasıl olması gerektiğiydi. Hummalı araştırmalarım sonucunda insanların bu konuda çok profesyonel işler yaptığını gördüm. Baktım bu iş beni aşıyor bende serinin ilk filmini beraber izlemeye ve filmi izlerken karşımıza çıkan büyülü nesneleri hediye etmeye karar verdim. 
      Üçüncü adım bu büyülü nesneleri belirlemek ve hayata geçirmekti. Yine hummalı araştırmalarım sonucu serinin tüm büyülü nesnelerinin hazır ve nazır biçimde satıldığını gördüm. Ama böylesinin samimiyetsiz olacağını düşündüğüm için her şeyi kendim hazırlamak istedim. 
      Başlangıç olarak herkese bir davetiye hazırladım. Neredeyse "Baykuş nereden alınır?" diye Google'a yazacaktım ama sonra çabucak toparlandım ve birer çığırtkan yapmaya karar verdim. Hani şu Ron ve Harry Sırlar Odası filminde uçan arabayı çalıyorlar da Ron'un annesi onu mektuba benzer bir şeyle bir güzel paylıyor ya işte o. 



           Seriyi izleyen herkes Hogwarts mektubunu bekliyor bu bir gerçek. Ben de dedim ki neden kendi mektubumuzu düzenlemeyeyim. Ama mektuba bizlerden bir şeyler katmak istediğim için gerekli kitaplar listesini bizim okuduğumuz bölüme göre tasarladım, Dumbledore'un adını bizim bölüm başkanının adına uyarladım. Bölüm derslerimizi büyü dünyası derslerine uyarladım derken ortaya J.K. Rowling- Austenzede ortak yapımı bir şeyler çıktı. 
       Mektup geldi fakat ortada bilet olmadan olur mu? Biletlerin çıktısını alıp onu kartona yapıştırdım. Kitap ayracı olarak da kullanılabilir diye düşündüm. Aslında her şeyin biraz kullanışlı olmasını istedim sanırım şu an fark ediyorum :D Hazır kitap ayracı yapıyorken Gryffindor kravatları gibi de ayraç hazırladım. Bu kravatları bölüm seçimi esnasında verdim ama bize de küçük bir tören düzenledim. Bölümlerin simgelerini çıktı aldım her bölümden 2 kağıt vardı kağıtları ters çevirdim herkes birer kağıt seçerek bölümüne yerleşti :D Bir seçmen şapkamız yoktu ama benim yöntemim de herkesi kişiliğine göre yerleştirdi buna hepimizi şoke olduk. Slytherine'e seçilenler en sevinenler oldu artık nedense (!) 
          Harry Potter'ın altın snitchi ilk kez yakaladığı sahne gelince ben de herkese yenilebilir snitchler getirdim. Bunu yaparken zorlandım desem yalan olur çünkü Ferrero Rocher snitch gibi çikolatalar yapmıştı zaten sağ olsun.

 
     
     
         Benim Harry Potter filmiyle ilgili sevdiğim şeylerden biri de Bertie Bott'ın Her Lezzetten Fasulyeleri'dir. Fasulyeler için bonibon kullandım ama siz ana fikri anladınız :D


       Madem yemeklerden gidiyoruz Hagrid'in Harry'nin doğum günü için yaptığı üzerini de okuma yazmayı tam bilmediği için kendine göre yazdığı pastayı biz yemesek nasıl çıkardı karanlıklar aydınlığa. Davetin en zorlandığım kısmı bu oldu sanırım. Pastayı yaparken biraz Anneye Danışma büyüsü yaptım şimdi yalan yok. Gerçi davetlilerim pastayı sevdiklerini söylediler ama onlar zaten çok nazik insanlardır boşverin :D Pasta yapım aşamasının fotoğraflarını koyacağım. Tarif istemezsiniz diye umuyorum ve burayı geçiştiriyorum :D







        Filmle ilgili sevdiğim ayrıntılardan biri de bölüm yatakhanelerine parolayla girilmesi ve bu işi tabloların üstlenmesi. Bunu nasıl hediyeye dönüştürebilirim diye düşünürken -biçim değiştirme büyüsü kullanmadım merak etmeyin- takı kutularını da keşke parola olmadan açamasak diye düşündüm. Herkese küçük birer takı kutusu hazırladım. Bilirsiniz bizde komşuya boş tabak bile verilmez ben de boş takı kutusu verecek değildim. J. K. Rowling'i böylece Türk kültürüyle de buluşturmuş oldum diye düşünüyorum bu gurur hepimizin! Peki ne hediye edecektim. Hediye ilk filmdeki bir nesne olmadı ama olsun. Bence hayatta bazen hepimizin bir şişe sıvı şansa ihtiyacı oluyor. İksiri satın almak için ufak bir İnternet alışverişi büyüsü kullandım ama siz yine de kimseye söylemeyin. Küçük Yaşta Büyücülüğün Kısıtlanması Kararnamesini bizimkiler bilmiyor. :D Sonuçta daha ilk filmdeyiz ve hepimiz Hogwarts birinci sınıf öğrencisiyiz. 



     Sanırım tüm yaptıklarım bu kadar. Tüm bu nesneler filmde göründükleri anda filmi durdurup verildiler. Onları Hogwarts'a götüremedim ama gitmiş kadar olduk bence. İlerde çocuğum olursa onlara anlatırım anneniz böyle çılgın(!) bir kadındı işte diye. 
        Davetten sonraki doğum günümde davete gelen arkadaşlarım bana bir Harry Potter ajandası hediye ettiler. Ben de ajandayı bu daveti anlatan bir deftere dönüştürmeye karar verdim. Şimdi birkaç sayfanın fotoğrafını da ekleyeceğim buraya.


      Defter şu sağdaki. Soldaki bir kara tahtalı defter. Deftere Snape'i çizdim, serideki favori karakterim olurlar kendileri.


Sayfadaki 1. yazı: davetiyeler hazır.
2. yazı: Cedric Diggory'ye de bi baykuş uçurttum inş gelir.



2. yazı: Biri Godric Grifindor'a sarı kırmızı uyumunun modasının geçtiğini söylesin.


Yazı: Allah bir kapıyı kapatır alohomora diğerini açar.


2. yazı: Barış için insanlık için sevgi dolu bir dünya için seçmen şapka.



           Bol fotoğraflı bir yazı oldu. Umarım okurken keyif almışsınızdır. Hoşça kalın.

 Muziplik tamamlandı.




       



      

Kadınlar ve Saygı

Merhaba!



     Hazır konu saygıdan açılmışken kadınlara saygı üzerine de birkaç cümle yazmak istiyorum. Sizin oralarda durumlar nasıl bilmiyorum ama birazdan bahsedeceğim şeyleri fazlasıyla tanıdık bulacaklar olacaktır. 


     Bir kadına saygı duymak için neler gerekir? İçinizde insana insan olduğu için saygı duyulur diyen cüretkarları duyar gibiyim. Ve ne yazık ki ben de öyle düşünüyorum. Tek sorun var toplum bizim gibi düşünmüyor! Hepimizin de tahmin edebileceği üzere bir erkeğe saygı duyulması anne karnında başlıyor. "Onlar eskide kalmış artık insanlar böyle düşünmüyor" diye ben de kısa bir süre düşündüm ama son zamanlarda şahit olduklarım bana "kız sen de amma safsın" diye fısıldadı.


    Benden bir yaş küçük kuzenim geçenlerde nişanlandı. Normalde kızın doğum gününü hatırlamayan ailesi kuzenim nişanlandıktan sonraki doğum gününde özel fotoğraflı bir pasta yaptırmış ve facebook sayfamı çoktan işgal etmiş, beğeni seferberliğini ilan etmişti bile. Bunun sebebi ne hakikaten merak ediyorum. Çünkü bu duruma en az 23 kez şahit oldum ki benim çevrem geniş değildir :D 'Kızımız kuş oldu uçuyor bu zamana kadar hiçbir doğum gününe önem vermedik bari sonuncuyu güzel kutlayalım' mı? Çok mu iyimserim :D A bi dk durun kesin damat tarafına nispet bu! Evet evet kesin öyle ya da bi göz dağı. 'Biz kızımıza böyle değer veriyoruz damat eğer kızımıza mumlarla evlilik teklifi yazmazsa alnını karışlarız' demek gibi bir şey. Bir üçüncü ihtimalse en olmamasını arzu ettiğim şey. Bir kadının yalnızca evlilik münasebetiyle saygıya değer görülmesi. 


     Önceden durumun böyle olmasını bir nebze olsun anlayabiliyorum. Kadının tüm hayatı boyunca baş rolü olabildiği -tabi ki(!) bir erkeğin yanında- tek organizasyon. Tamam Austenzede sakin ol geçen sadece zaman ve yüzyıllardır kılıfı değişse de düşünceler asla değişmedi iyimserliği bir kenara bırak ve gerçekçiliği sırtına giy üşütürsün falan çocuğun olmaz! 


     Saygı gösterisi sadece çılgın doğum günü partileri değil elbette. Evlenmeden önce eğer şanslıysa kendine ait bir yatağına 1 bilemedin 2 nevresim takımı olan kadın sadece evlenmek suretiyle 8-10 nevresim takımı almaya hak kazanır. Gülmeyin, evlenince kadınların yatak örtülerinin neden taşlı abiyelere benzediğini sanıyorsunuz? Ya da yatak odasının neden baştan aşağı pembe olduğunu zannediyorsunuz? Evlendikten sonra pijamanın varlığıyla tanışan kadın bile gördüm ben. Traji komik!


    Yeni gelin patiği denen bir şey var yahu yuh! Mesela biz bekar kadınlar ev içinde ev terliği giyebiliriz hani şu oyuncaklı vs. olanlardan falan haddimizi aşmayalım lütfen. El örgüsü patiği ise yalnızca yeni gelinler giyebilir lütfen rica ediyorum! Yüksek lisans programlarına başvuru için nasıl ALES ve YDS puanı gerekiyor pembe taşlı el örgüsü patik giyebilmek için de evli olmak bu kadar basit. Mesela bizler çeyrekli kolye de takamayız çünkü bunun içinde nişan önkoşulu var aklınızı başınıza devşirin! Misal ben altın bilezik seviyorum diyelim ama takamam neden çünkü sözlü bile değilim. Bundan sonra atacağınız her adımda kendinize 'ben evli miyim! diye bir sorun eğer cevabınız 'evet' ise yapın, lütfen biraz ihtimam!


     
      

14 Mayıs 2017 Pazar

Erkekler ve Saygı

Merhaba!

Bu yazıda saygısız erkekler hakkında atıp tutacağım tutamayacaklarım da olacaktır elbet şimdiden net bir şey söyleyemiyorum. Jane Austen'in erkek karakterlerine neden aşık oluveriyoruz hiç düşündünüz mü? Kas? Adonis? Saç kesimi? Keskin yüz hatları? Herhalde safi sözcüklerden oluşan erkeklere gönül düşürmemizin sebepleri bunlar olamaz. Jane Austen dünyasındaki zarafetin erkeklere yansıması hangimizi mest etmiyor hadi açık konuşalım. İçeri bir kadın girince ayağa kalkan erkekler olsun araca binerken kadınlara yardım eden Bay Darcy'ler pardon erkekler olsun hangimizin hülyalı bakmasına sebep olmuyor! 

 

Günümüzde nedense kadınların bir erkeği beğenmesi için 4-6 adet baklavanın yeterli olabileceği düşünülüyor. Bence bu düşünce fazla iyimser. Üzgünüm fakat kadınlar o 4-6 adet baklavanın yanında biraz da saygılı tutum ve davranışlar bekliyor. Saygıyı sadece "şimdi bi şey dicem BAYANLAR var"dan ibaret sanan erkeklere her ne kadar ifrit olsam da en azından çabalıyorlar. Hiç yoktan iyidir demeyeceğim elbette çünkü Jane Austen'in arşa çıkardığı çıtayı göz ardı etmek ne yazık ki trigonometri çözmekten daha zor. 

   
Temizlik ve hijyen konusunu geçiyorum bu konuda tüm kadınlar aynı şeyleri düşünüyoruzdur buna inancım artı sonsuz. 

   

İlkokulda konusu kadın erkek eşitliği olan bir münazarada 'kadın erkek eşit değildir'i savunan bir erkek "kadın erkekler tarafından ezildiğini düşünüyor ama sabah otobüse bir bakın kaç kadın oturuyor kaç erkek ayakta? Kadın erkekle eşit olduğunu söylüyor ama neden erkekten sandalyesini tutmasını, arabanın kapısını açmasını, ağır poşetlerini taşımasını bekliyor?" demişti. O zamanki aklımda onun bu sözlerine söyleyecek bir şey düşünememiştim. Ama kadın ve erkeğin eşitliği konusu hak ve adalet bazında bir eşitlik. Ben sosyal hayatta eşitlik sınırını net olarak çizebileceğimizi sanmıyorum. Bir kadın olarak ben diğer bir kadın arkadaşımın geçmesi için kapıyı açsam arkasından da ben çıksam o benden değersiz benden daha alt düzeyde olmaz ya da ben ondan üstün olmam sadece kibar bir insan olurum. "Erkekler kibar olmak testosterondan götürmüyor merak etmeyin" diye pankart mı açsak acaba. 

     


           
Son olarak yaklaşık 4 aydır beni içimden gülümseten bir ayrıntıyı anlatarak yazıyı bitireceğim. 4 aydır beni içimden gülümsetmesinin sebebi 4 aydır staj yapmam dışardan gülümsemeyi becerebilen bir insan olamayışım :D Staj yaptığım kurumda bir müdür yardımcısı var ve diğer erkek personelin aksine inanılmaz kibar bir insan ve kadınların onun yanındayken eli ayağına dolaşıyor sebebiyse kibar erkek karşısında nasıl davranmamız gerektiğini bilmememiz. Bir örnekle somutlaştırmam gerekirse -aklınızda canlandırmakta zorlandığınıza eminim- Adana'da kar yağması ve halkın yazlık kumaştan elbiseleriyle gökyüzüne bakakalmaları gibi. 

                                                                   
Hoşça ve saygıyla kalın.

9 Mayıs 2017 Salı

Austen Diyarı'nda Gece Yarısı

Merhaba! 
Geçenlerde bana şöyle bir tweet geldi;



Ve tahmin edebileceğiniz üzere Austenzede de durur mu yapıştırdı kredi kartı numarasını Kitapyurdu'na!  Daha önce Austen Diyarı ile ilgili bir yazı yazmıştım şuradan ulaşabilirsiniz. Bu kitap Austen Diyarı'nın ikinci kitabı. Hikayede devamlılık yok ama ev yine bildiğiniz gibi. Bu sefer kahramanımız iflah olmaz bir Jane Austen hayranı değil. Hayatındaki sorunları unutmak için Jane Austen okumaya karar veren ve beklenildiği üzere Jane Austen romanları içinde kendini kaybeden birisi. İlk sayfalarda karakterin yeni bir topluma girdiğinde konuşmaya çekindiği hatta komik bir şey söylemeyeceksen sus diye kendisine uyarılarda bulunduğu kısımları okurken keşke bir sefer de kitapları dışadönük insanlar yazsalar da toplum içinde kendilerini nasıl bu kadar rahat hissediyorlar, ne düşünüyorlar da kendileri olmaktan bir an olsun vazgeçmiyor, kendilerinden hiç utanmıyorlar anlayabilsek. Gerçekten her içedönük karakterlerin iç konuşmalarını okurken aa aynı ben demekten yoruldum. N'olur youtube kanalınıza yeni video yüklemeyi bırakın da bize biraz yardım edin! 

                                                


İlk kitabı okurken Austen Diyarı evini hiç sorgulamamışım onu fark ettim bu kitapta buna bolca vakit bulabildim. Eve giden kadınların çoğu gerçekle oyunu karıştırıyor çoğu zaman. İlk aklıma gelen düşünce e bu çok açık değil mi biri sana sürekli iltifat edecek seni iyi hissettirecek sen de" aa öyle mi teşekkürler canım şimdi buna inanıyorum ama 2 hafta sonra unuturum" mu diyeceksin, oldu! Sonra kitap karakterlerinden biri bana cevabımı verdi.
'Bu ev insanlara bu şekilde de sevilebileceklerini hatırlatmak için var.' 
Kısaca bir uyandırma servisi. Ama uyanmak iyi mi olur kötü mü bilemem. 22 yaşımdaki halim uyumanın kesinlikle en iyisi olduğunu ama yok eğer biraz uyuyup erkenden uyanmak istiyorsam geceleri birkaç sayfa Jane Austen okumayı bırakmamı ama zaten hiçbir zaman uyuya kalamayacağımı telefonumdaki alarmın haftalık olarak kurulu olduğunu söylüyor. Bence ona kulak vermeliyim. Siz ne dersiniz?
İlk kitap biraz Aşk ve Gurur hikayesini andırır gibiydi bu kitap yazarının da dediği gibi Northanger Manastırı'nı anımsatıyor. Acaba yazar geriye kalan 4 romanın da esintilerinin olduğu yeni eserler yazar mı merak içindeyim. Biraz polisiye-gizem seviyorsanız bu romanı da seversiniz. Ama ilki mi ikincisi mi diye sorarsanız kesilikle ilki derim. Austen Diyarı yer yer bana saçma gelse de olup bitenleri merak etmekten de kendimi alamıyorum. Yani bu demek oluyor ki ensendeyim Shannon!
Kitabın sonuna bir de liste iliştirmişler ben de küçücük önemsiz bir madde yazmaktan alıkoyamadım kendimi;

                                               

Altı çizili satırlar;
- Aşk türlerin hayatta kalmasını sağlayan biyolojik bir hiledir.
- Kitap faydalı olmaya ya da yorulmak bilmeden ahkam kesmeye çalışmıyorsa, onun gönüllü uşağı olurum. (Bu cümle bana fazlasıyla Northanger Manastırı satırlarını anımsattı. Sanırım yazıyı bitirince kendimi Jane Austen'in kollarında bulacağım.) Hoşça kalın.

Not: Teşekkürler Mrs. Hudsen Jane Austen'le ilgili yeni bir şeyler göstererek beni nasıl mutlu ettin anlatamam. 
Not 2: Jane Austen'le ilgili gördüğünüz herhangi bir şeyi bana haber verirseniz buralarda 32 dişi yüzünü kaplayan bir Austenzede olacağını bilmenizi isterim.
Not 3: Ben eğer bu kitapta olsaydım Mrs. Charming'in mutlu olaylar meydana gelince bir anda unutuverdiği beceriksiz İngiliz aksanı olurdum.