28 Mayıs 2022 Cumartesi

Jane Austen Kitap Kulübü #22 Bir Hanımefendinin Portresi

Merhabaa!

28 Mayıs 2022 tarihinde bir cumartesi akşamı 21. Jane Austen Kitap Kulübü toplantımızı gerçekleştirdik. Bu toplantıda Henry James'in Bir Hanımefendinin Portresi isimli romanını konuştuk. 

Kulüpten önce gugıl marifetiyle yaptığım araştırmada okurların iki uca dağılmış olduklarını fark ettim. Bir kısım okur eserin adeta bir şaheser olduğunu düşünürken diğerleri yaklaşık 800 sayfa bir kitap nasıl bu kadar "hiçbir şey anlatmaz” şaşkınlığındaydı.



Şahsen ben mutluyum. Çünkü sadece ben kelimelere hendek atlatıp uzun uzun cümleler kurup insanlara hiçbir şey ifade etmiyorum sanıyordum yalnız değilmişİM YES BE!

Yine de kitabı harikalar harikası bulanlar kafamda soru işareti bırakmıyor değil. Nerede okuduğumu hatırlayamadığım "Her şeyin aynı zamanda başka kim bilir ne demek olmasıyla baş edemiyorum" cümlesinin sıkıntısı çöktü çökecek üzerime, kaçayım.

Öncelikle kitabı bitirebilen kulüp üyeleriyle okurların "yaklaşık 800 sayfa bir kitap nasıl bu kadar 'hiçbir şey anlatmaz' şaşkınlığındaki” kısmındaydık.

Ana karakterimiz Isabel Archer'ı gören herkesin daha karakteri tanımadan özgür ruhuna ve zekasına hayran oluşuna tepemiz atmıştı. Yazarın hiçbir karakterin zihnine girmemize izin vermemesi kanımıza dokunmuştu. Sanırsın Bella Swan! (Ergenlik döneminde Twilight okumuş gold premium kesime özel göndermem.)

700 küsür sayfada Ralp Touchett karakterine dair nasıl detaylı bilgi öğrenemeyiz diye yumruklarımızı duvara vurmamıza ramak kalmıştı.

Isabel'in başlangıçta çok da zengin olmamasına rağmen "evlenmeyeceğim dünyayı gezeceğim" duruşunaysa şaşırmadan edemedik. 

Isabel'in Ralp Touchett, Caspar Goodwood, Lord Warburton ve Gilbert Osmand'a büyü yaptırdığını düşünmemizeyse ramak kalmıştı. Isabel'in gerçekleştirdiği evliliğin bile bu beyleri sevdalarından döndürmemiş olması gerçekçilikten fersah fersah uzak gelse de hadi yine iyi tarafımıza denk gelmişti de inanmış gibi yapmıştık.

Yazarın yalnız başına gezmeyi, kariyer peşinde olmayı amaçlayan karakterleri şak diye evlendirmesiyse gözümüzden kaçmamıştı ama adeta "Enough activism for today" diyerek soluğu başka konuda aldık.

Isabel'in evlendiği beyefendinin kendisiyle serveti için evlenebilme ihtimalini evliliğinin dördüncü yılında aklına getirmesiyse hepimizin ağzını açık bırakmıştı. Ben biraz öfkelenmiştim de açıkçası. Böylesi bedelsiz, terapisiz, çocukluğa inmesiz kafa konforu canımı sıkmıştı.

Kitabın son sayfalarda bir pembe diziye döner hali hepimizi şaşırtmıştı, "kitapta bir şeyler mi olacak yoksa" sevincimizin kitabın sonunu okumamızla kursağımızda kalacağını bilsek de bu bebek adımları hepimize iyi gelmişti.

Kitaptaki diyalogların bir kısmından hiçbir anlam çıkaramadığımızı fark etmemizle çevirmenin kitabın sonlarına doğru sıkılmış olabileceği ihtimalini aklımıza getirmemiz de bir olmuştu.

Karakterler hakkında az şey bilmek bir noktada sinirlerimizi de yıpratmıştı. Karakterleri ne sevebiliyor ne de onlardan nefret edebiliyorduk. Biz de çareyi Bay Darcy konuşmakta bulduk. Bizim canımız sağ olsun!

Yine de belki de bizim entelektüel kapasitemiz yetmiyordur bu kitabı anlamaya diyerek sonlandırdık toplantımızı. Kitabı okuyup büyük resmi gören varsa bizi aydınlatsın rica ederim, sevaptır.

Gelecek kitabımız F. Scott Fitzgerald'ın Muhteşem Gatsby'si. Toplantıya katılmak için benimle iletişime geçebilirsiniz.

Hadi görüşürüz.

Görüşür müyüz?

Görüşelim!