Jane Austen Kitap Kulübü 38. toplantısını 17 Kasım 2024 Pazar günü gerçekleştirdi. Bu toplantıda Maggie O'Farrel'dan Hamnet konuştuk.
Toplantıya başlamadan önce hemfikir olduğumuz iki husus vardı. Bunlardan ilki romanı okuma deneyiminin zor oluşuydu. Zaman atlamaları anlamayı çok zorlaştırıyordu. İkincisi ise hikayenin yüreğimizi dağlaması, bizi tarumar etmesi ve mendili elimizden düşürmemize fırsat vermemesiydi. Daha önce aynı yazardan başka bir roman da okuduğumuz için artık şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki yazar duyguları okura geçirme konusunda maharetli.
Toplantıya tabii ki Shakespeare'den ilhamla yazılan bu kurgu romanda onun adının hiç geçmemesi ve Agnes'ın etkileyici yaşamı üzerine konuşarak başladık. Konuştuğumuz eserlerde insanların, zamanların, mekanların hatta gerçekliklerin değişimi fakat kadınların hayatta mücadele ettikleri unsurların değişmemesi üzerine bir iki laf söylemeden de geçemedik elbette.
John'un kendisine bambaşka bir yaşam kurarken Agnes'ın kaldığı yerde yalnızlıkla, toplumla, doğumla ve ölümle mücadelesinin görkemi ve eziciliği karşısında etkilenmiştik hepimiz de.
Toplantının devamında hikayede bir şey anlatılmadan önceki uzun girizgahlar bizi yorsa da vebanın hikayeye dahil ediliş biçimin hepimizi etkilemesi üzerine konuştuk bir müddet de.
Yan karakterlerin hikayeye olan etkilerinden de bahsedip toplantımıza son verdik.
Okuması ve takip etmesi zor bir hikaye de olsa genel olarak sevdiğimiz ve hızlıca bitirdiğimiz bir eser oldu Hamnet.
Son olarak şunu da eklemeliyim ki kişisel olarak beni zorlayan bir eser oldu Hamnet. Kayıp ve yas teması bir kenara ikizi olan bir kişi olarak hikayenin onlar etrafında dönmesi ve onların hissettiği duyguları deneyimin gözünden görmek hırpalayıcıydı. Yine de şikayetim yok. Okuma yolculuğunda yalnız olmamanın gücü pansuman etkisi yaratıyor.
Bir sonraki kitabımız Boyalı Peçe.
Sincerely!
Austenzede...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder