Jane Austen Kitap Kulübü 39. toplantısını 14 Aralık 2024 Cumartesi günü 21.00'de gerçekleştirdi.
Yasal olmayan uyarı: yazı spoiler içerir.
Romana dair ilk eleştirimiz kısa olmasıydı. Uzun olmak Bir Hanımefendi'nin Portresi'nin değil Boyalı Peçe'nin hakkıydı(!)
Kitap tüm kulüp üyelerinin beğenisine mazhar olmuştu. Normal şartlar altında aldatma/ yasak aşk temalarını okurken ruhu sıkılan ben dahi sevmiştim. Yine karakter gelişimlerini tam olarak okuyamamak ya da karakterleri etraflıca tanıyamamak tadımızı kaçırmıştı.
Ana karakterimiz Kitty ve Gurur ve Önyargı'daki Kitty karakterlerinin benzerliğinden bahisle toplantımızı başlattık. Kitty'nin "eş seçme" sürecinden insanların partner seçimlerini neye göre yaptıklarını masaya yatırdık. Geçmişte okuduğumuz romanlardaki evlilikleri karşılaştırdık.
Bir süre Walter'a üzülme molası verdikten sonra Kitty'nin ilk defa dürtüsel davranışını evlilikle kendisini "güvence altına aldıktan" sonra gerçekleştirmesi üzerine konuştuk. Eş seçiminde kimseye karşı herhangi bir duygu hissedemezken bunu ilk olarak Walter ile evlendikten sonra başkasına karşı duyuyordu.
Yine her zamanki gibi hikayeyi Kitty değil de Walter'ın gözünden deneyimlesek nasıl olurdu'yu hayal ettik.
Bir müddet de Kitty'nin babasına üzülme molası verdikten hemen sonra Kitty'nin evinde baba figürüne saygı duyulmazken kendi evliliğinde Kitty'nin de partnerine saygı duy(a)mamasını masaya yatırdık.
Walter karakteri uzun zamandır okuduğumuz en ilgi çekici karakterlerden biri olmasına karşın onu pek az tanıyabilmemize hayıflandık bir süre daha.
Walter'ın veba salgının olduğu bir yere Kitty ile birlikte gitme ısrarının intihar mı yoksa cinayet mi olduğu üzerinde uzunca durduk. Her yönüyle hem kalp kırıcı hem de kan dondurucu oluşuna şaşırdık.
Boyalı Peçe isminin nereden geliyor olabileceği, sömürgecilik ve romandaki karakterlerin Çinlilere bakış açısı üzerinde de bir süre konuştuk.
Kitabın sonunun hayata benzerliği ile hepimizi hayal kırıklığına uğratması ve sonunun kendimizce nasıl olması gerektiği ile ilgili de konuşmadan edemedik.
Toplantının en vurucu anı ise Walter'ın son sözü "Asıl ölen köpekti."nin ne anlama geldiğinin sorulmasıydı. Anımsamak için burada da durması üzerine açıklamayı yazıyor ve yazıya son veriyorum. Bir sonraki kitabımız Daisy Miller!
Açıklama Berna'dan geliyor. Bu söz Oliver Goldsmith'in "An Elegy on the Death of A Mad Dog" isimli şiirinden bir alıntıdır. Şiirde, iyi bir adamın köpek tarafından ısırılması anlatılır. Herkes adamın öleceğinden emindir ancak köpeğin ani ölümü herkesi şaşırtır. Boyalı Peçe'de Walter 'dog' Kitty 'man' metaforunda yorumlanmıştır. Köpek ve insan kavga ettiğinde herkes köpeğin kuduz olduğunu ve adamın zehirden öleceğini düşünür. Ama sonra görülür ki adam ve yaşar ve köpek ölür. Walter ve Kitty kavga edip de Walter delirerek Kitty'yi salgın bölgesine sürükler. Herkes Kitty'nin ölmesini bekler ama asıl Kitty'nin zehri Walter'ın ölümüne sebep olur. Sonuçta o bölgeye gitmelerinin sebebi Kitty'dir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder