Arkadaşlar ben ne anlarım allasen gotik edebiyattan! diye bir giriş yapmak istiyorum eğer sizin de bir diyeceğiniz yoksa.
Bakın ben okuma deneyimi yolunda duygudan duyguya sürüklenmeyi, bir kelimeye takılıp üzerine bin gece düşünmeyi, kah bir cümleyle çok affedersiniz duygusallaşmayı, kah bir cümleyle öfkelerin en şiddetlisine gark olmayı, kendi kendime yükselip alçalmayı bilirim.
Ben ne anlarım gizem çözmelerden, sırlardan, entrikalardan. Bakın sinirlerim çok bozuk. Biriniz kolonyayla bileklerimi ovsun, nütfen bakın bana mukayyet olun.
Zaten kitabı okuyalı neredeyse bir ay olmuş. Katil kimdi aşçı mıydı bahçıvan mıydı, bir katil var mıydı ya da yok muydu hep gitti bende. Gerçi hiç olmamış da olabilir. Beni affedebilecek misiniz? Lütfen benden vazgeçmeyin ben sizin Austenzedenizim. Hüüğ...
Tamam şimdi bütün beyin hücrelerimi göreve çağırıyorum! Bu işi başaracağız valla bak!!
Öhöm öhöm... Jane Austen Kitap Kulübü 26. toplantısını 26 Kasım Cumartesi günü 20.00'de gerçekleştirdi.
Öncelikle sırayla kitabın kalın olmasından mütevellit okurken çektiğimiz zorlukları anlatarak başladık toplantımıza.
Yazar ve roman hakkında bildiklerimizle devam ettik. Yazar hakkında bilinenlerin sınırlılığı, yazarın Dickens'ı kıskandırması, romanın İngiliz Edebiyatı'nda gotik edebiyatın gerilimini psikolojik gerçekçilikle kaynaştıran ilk eser olması vs. vs.
Sonrasında tek tek karakterlerimizi yatırdık masaya. Esas kızımız Laura'nın kurgu içerisindeki etkisizliği, Mrs. Halcombe'ın kendine ait bir hayatının olmayışı, Percival Glyde'ın davranışları şaşkınlığımızdan nasibi alanlar arasındaydı.
Her ne kadar eseri kaynak dilinde okumasak da anlatımın akıcılığı hepimizden tam not aldı. Hikaye içindeki merak unsuru da ilgimizi canlı tutmuştu tabii.
Toplantının devamında Laura'nın babasının Sir Percival'la yaptığı anlaşmayı anlamlandırmaya çalıştıksa da Sir Percival'a olan öfkemiz hemen dikkatimizi dağıttı.
Laura ve Walter Hartright'ın ilişkisini irdeledik bir müddet de. Bu zamana kadar okuduğumuz diğer ilişkilerle karşılaştırdık enine boyuna bir bilim insanı edasıyla.
Bir müddet kim kimdi, o oraya neden gelmişti de beriki oradan neden çıkmıştı, ötekinin öfkesi kimeydi de, diğeri neye şaşırmıştı gibi pek çok soru ortaya atsak da kulübümüzün hafızası kuvvetli olan üyeleri bizi hemen limana demirledi.
Kitap kulübü toplantısının sonuna geldiğimizde kitaptaki en can alıcı yerlerden birini okuyup unuttuğumu fark etsem de keyifli bir okuma deneyimiydi. Yine de yazarken en zorlandığım blog yazısı olduğu gerçeğini sizlerden saklayamayacağım. Beni affedin rica ederim.
Bir sonraki kitabımız Sally Rooney- Güzel Dünya Neredesin? Toplantıya katılmak isteyenler bana Instagram hesabımdan ulaşabilir.
Hadi görüşürüz.
Görüşür müyüz?
Görüşelim!
Güzel Dünya Neredesin'de görüşmek üzere :-)
YanıtlaSil