19 Haziran 2024 Çarşamba

Dinlenme Rahatlama Yılım - Ottesa Moshfegh

Tesadüf eseri bu yazıda kendini bulanlar; öncelikle okuyacağınız şey bir kitap inceleme yazısı değildir. Yazı yazmaya dönmeye çalışan bir blog yazarının kitabı kendine bahane etmesinden ibaret. O yüzden bir kitap incelemesi bekliyorsanız şu anda yazıyı okumaya veda edebilirsiniz.

Bundan tam bir yıl önce bu kitabı bitirdiğimde blog yazısına şöyle bir giriş yapmayı planlamıştım. Hala telefonumun notlar kısmında duruyor o cümle.

"Acaba kaçımız -maddi kaygılar olmadan- onayını almak istediğimiz insanların olmadığı bir dünyada depresyona girmeden hayata devam edebiliriz?"

Babamın vefatıyla soruma aniden cevap alacağımı bilmiyordum bu cümleyi yazarken. Sonraki uyku ve uyanıklık arasında seyreden aylarda cevap aramanın da beyhude bir çaba olduğunu anladım. Çok sıradan bir cümle olacak ama yaşamak gerekiyormuş anlamak için.

Bu süreçte bana herhangi bir soru sorulunca artık öyle düşünmediğimi çok iyi bilsem de eski hazır cümlelerimden birini seçip ortaya atarken buluyorum kendimi ve kitabın ana karakterini daha iyi anlıyorum. Her şeyin anlamını yitirmesi ve rahatsız edici bir uğultuya dönüşmesi insanın boyunu aşıyormuş. Yaşamın her zaman senden büyük olduğunu anlayınca ne anın ne gelecek planlarının ne hayallerin önemi kalıyormuş. İnsan bazen gerçekten "yaşamaya" ara vermek isteyebiliyormuş. 

Bundan sonrası ya ana karakterdeki gibi bir uyanmama çabası ya da yaşamın asla durmaması karşısındaki güçsüzlüğümüzü 'kabul'ün kucaklamasına izin vermek sanırım.

Gözlerimi kapatıp anımsamaya çalıştığımda kitabı bitirdikten hemen sonra çok iyi şeyler yazmak üzere buraya koşmaya fırsat kolladığımı hatırlıyorum. Bu zamana kadar okuduğum en ilginç kitaplardan biri olduğunu söyleyecektim size. Siz de okusanıza diyecektim birlikte konuşalım mı?

Yine yaklaşık bir yıl önce telefonumun notlar kısmına kitapla ilgili yazdıklarımı noktasından virgülüne değiştirmeden yazacağım buraya.

"oh burjuva dertleri ne iyi geldi biraz da şuralarıma ver nasıl çekti de aldı ruhumu bedenimden bir bardak kahve fiyatını nasıl da unutturdu ana karakterin Reva isimli arkadaşından nefret etmesi bir kıskançlık duygusu mu yoksa yansıtma mı paranın mutlulukla bir ilgisi yok mu gerçekten ya arkadaşlar ben şaka yapıyoruz aramızda eğleniyoruz alay geçiyoruz sanıyordum yaşama devam edemeyip depresyona giren ruha sonraki süreçte depresyona da devam edememe şoku mu ne bu..."

Şimdi okuyunca utandım satırlarımdan. Ana karakteri anlamanın yakınına bile yaklaşamamış olmamı, o anki ben'i kıskandım sanırım.

Bir de şöyle bir cümle yazmışım bunu bir yere bağlamayı düşünüyordum sanırım ama şu an eski ben ile birlikte o bağlantı yolu da tarihe karışmış belli ki.

"Size şey anımı anlatmış mıydım? Sabah iş yerimde x- ray cihazından geçerken telefonumu yandaki masaya bıraktım. Spotifyımın hala açık olduğu telefonumu geri alırken birden ekranın ışığı yandı, güvenlik görevlisi, ben ve Özcan Deniz göz göze geldik." 

Son olarak altını çizdiğim satırlara bakalım ve bu yeniden başlama yazısını nihayete erdirelim.

- Başkalarının başarılarının yasını tutmak... (syf 33)

Bir cümle bile olmayan bu not beni tekrardan derin bir kedere boğdu. Daha önce hissettiğim ama söze dökemediğim bir durumun biri tarafından tanımlanması ayrı bir keyif veriyor bana. Tarif edilen şey üzücü olsa da haftalardır aradığım çorabımın tekini bulmuş gibi tamamlanmış hissediyorum.

- Neden umursuyorsun? Bu bir yarış değil ki.

  Evet bir yarış. Sen farkında değilsin çünkü hep kazanıyorsun. (syf 117)

Bu alıntı pervasızca motivasyon konuşmaları yapan/ kitapları yazan ve aynı zamanda da kendisiyle aynı imkanlara sahip olduğumuzu düşünen insanları hatırlattı bana :(

Kitapta altını çizdiğim son cümleyse kitabın ana karakterinin yaşamı boyunca kendisi ile ilgili hissini özetliyor gibi geldi bana. Onu da yazıp yazıya son vereceğim. Görüşmek ümidiyle.

-Uzamda yer kaplamaya layık değildim. Yaşadığım için affınızı rica ediyorum. (syf 193)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder