Merhaba!
Geçen yıl düzenli olarak okuduğum kitapların incelemelerini yazıyordum ama yıl sonuna doğru birtakım teknik aksaklıklardan (mental breakdown) ötürü bunu devam ettirememiştim. Bu sene yeniden başlama kararı aldım. Bu yıl "Sadece Jane Austen Okumuyorum" yazı dizisiyle blogumda online olmayı düşlüyor sizlerin de benimle blogumda online olmanızı temenni ediyor ve yazıya geçiş yapıyorum.
Yine geçen yıl son aylardaki teknik aksaklıklardan (mental breakdown) ötürü kitap okuma işini de biraz savsaklamıştım. Tekrardan kitap okumaya dönüşüm için yaptığım kitap seçimi yerli yerindeymiş kitabı bitirdikten sonra daha iyi anladım.
Bazı klişe cümlelerin aslında ne anlam ifade ettiğini ilk fark ettiğiniz anı hatırlıyor musunuz? Ben özellikle birkaç yıldır bazı cümlelerin kilitlerinin çıt diye açılma seslerini duyuyor gibi hissediyorum. Mesela "Hayat zordur"un kilidi 23 yaşımda açıldı bende. Bilmiyorum siz de yaşadınız mı hiç benzer bir şey. Ergenlik dönemi IMDB puanı ortalama 6 olan romantik komedi filmleri izleyerek geçen biri olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki "Yüreğinin sesini dinle"yi duymaktan tüm varlığımla tiksinmiştim artık. Cümle bende göz devirme isteğinden başka bir his uyandırmıyordu. Bu cümlenin kilit açılma sesini duymam ise 25 yaşımın başlarına tekabül ediyor. Simyacı'da da yüreğinin sesini dinlemek önemli bir yere sahip olduğu için iyi ki bu yaşa kadar beklemişim bu kitabı okumak için demekten kendimi alamadım.
Kitap özetle hayatı nasıl yaşayacağımızı bulabilmek için yüreğimizi rehber edinmemizin önemini anlatıyor. Kitap incelemelerinde yazarlar karakterleri ve olayları sadece araç olarak kullandıkları zaman bunlardan bahsetmek içimden gelmiyor. Bir durdum şu an. Kitap incelemesi yazıp kitaptan bahsetmememe alınmıyorsunuzdur inşallah bu da böyle bir tarz :D
Kitabı okurken ne için yaşıyoruz, hayatımızın kontrolü kimde, ne zaman gitmeli, ne zaman durmalıyız gibi bir sürü soruyla mücadele ettim ve etmeye de devam ediyorum. Kitap bir süre daha zihnimde misafir olacak anladığım kadarıyla. Hala kitaptan bahsetmememe ne diyorsunuz?
Peki bu kitabı
Kimler okumasın: hayat üzerine düşünmeye üşenirim ben şimdi yormasanız mı beni acaba diyenler.
Kimler okusun: bu zorlu hayat yolculuğunda elimden bir kitap tutuversin yalnız hissetmeyeyim diyenler.
Altı çizili satırlar:
- Basit şeyler en olağanüstü şeylerdir ve yalnızca bilginler anlayabilir bunları. 31
- Belki de Tanrı çölü, insanlar hurma ağaçlarını görünce sevinsinler diye yarattı. 109
- Gözümüzün önünde büyük hazineler olduğu zaman asla göremeyiz onları. Peki neden bilir misin? Çünkü insanlar hazineye inanmazlar. 157
- Umutsuzluğa teslim olma... Yoksa yüreğinle konuşmana engel olur. 163
Simyacı sanırım bir modern klasik haline geldi. Ben de birkaç sene önce okudum. Sevmiştim ama çok etkilenmemiştim. Büyük ihtimalle Simyacı'yı okuyana kadar taklitlerini okuduğum içindir. Aynı konulu bir sürü kitap çıktı ya.
YanıtlaSilbazı kitapları sosyal medyada çok görmenin de etkisi var bence kitapların etki bırakmamasında. beklenti ister istemez anormal büyüyor ve okuyunca bu muymuş oluyorsun :D
Sil