4 Mart 2015 Çarşamba

Northanger Manastırı

Merhaba!

  Bugün Jane Austen'in yazdığı ilk roman olan Northanger Manastırı'ndan bahsedeceğim. Kitabı okurken zaten Jane Austen'in ilk romanı olduğunu anlayacaksınız. Roman yazmak, roman okumak üzerine pek çok düşünce mevcut. Bana kitabı sevdiren de bunlar oldu. Jane Austen'le sohbet ediyormuşum gibi hissettim. Bu düşüncelerden bahsetmeden önce kitabın konusuna değinmek istiyorum. Kitabımızın baş karakteri Catherine Morland sıradan bir kız.



Bir de Bay Tilney konusu var ki ona değinmeden olmaz.. Evet Bay Tilney bir Bay Darcy değil ama bende onun yeri bambaşkadır. Bir erkek düşünün roman okumayı seviyor ve muslin (bir kumaş türü)'den anlıyor. Düşünemediniz mi :D Ayrıca çok da önemli değil ama bekar, yakışıklı ve varlıklı. Olaylar bu iki gencimiz arasında dönüyor. Ama bu kitapta Bay Tilney'in duygularını fazla okuyamayışımız beni üzdü bu zevkten mahrum kalmak içimi acıttı... Burada da bir Isabella var ki kendisi Caroline Bingley'i aratmıyor! Bence bütün Jane Austen romanlarını okumalısınız ama bunu daha çok okumalısınız :D



Northanger Manastırını okuduktan sonra roman okumaya karşı bakışım değişti bunları kendi cümlelerimle anlatmak yerine direkt Jane Austen'den alıntılıyorum çünkü hangi kelimeleri seçersem seçeyim o duyguyu veremeyeceğime kalıbımı basarım. "Eserlerimiz okura dünyadaki bütün öbür edebi türlerden daha kapsamlı ve daha sahici bir zevk vermiştir, ama başka hiçbir yazı türüne bu kadar hakaret edilmemiştir. Kibirden ya da cehaletten veya moda olduğu için, düşmanımız da okurumuz kadar çoktur..."Ben pek roman okumam... Pek roman karıştırmam... Sık sık roman okuduğumu düşünmeyin... Bir roman için gayet iyi." Böyledir ağızlara sakız olan laflar. "Ya siz ne okuyorsunuz, Miss..? "Hiç, roman işte!" diye cevap verir genç hanım, kitabını sahte bir kayıtsızlık ya da geçici bir utançla bırakırken..." İşte Jane Austen böyle diyor yazdığı tür hakkında. Durup düşününce çok yerinde bir tespit olduğunu anlayacaksınız eminim yani bende öyle oldu. Çevremde her kim bir bilimsel kitap okuyorsa onu çantasına bile koymuyor, sıkışık toplu taşımada elinde taşıyor ki herkes görebilsin benim ne kadar kültürlü bir insan olduğumu diye. Ama ne zaman biri bir roman okusa onu fazla göz önünde tutmuyor. Size de olur mu bilmem ama bana insanlar ne zaman hangi romanları okudun diye sorsa biraz gerilirim sanki fazla özel bir soruymuş gibi gelir bu bana. Bilimsel kitaplar genel ama romanlar bizim mahrem alanımızmış gibi hissederim.
 Kitapta bunun gibi pek çok düşünce var ama bu kadar spoiler yeter sanırım fazlası için kitabı okuyacaksınız. Romanın bir filmi de var. Bu düşünceler beni sıkar konuyu anlayayım yeter diyorsanuz  filmi izleyin. Muhteşem doğa manzaralarına hayran kalacaksınız.



                             Benden şimdilik bu kadar diğer yazıda görüşmek üzere hoşçakalın. :)


Bir küçük not : eğer ben bu romanda olsaydım büyük bir ihtimalle Bay Tilney'in okuduğu herhangi bir romanın herhangi bir sayfasının herhangi bir noktalama işareti olurdum.

3 yorum:

  1. Ben Jane Austen'dan Aşk ve Gurur'u ve Emma'yı okumuştum. Northanger Manastırı yazardan okuduğum üçüncü kitap. Diğer kitapları aklıma gelince Tilney'in düşündüğümüz gibi biri olmadığı ortaya çıkacak ve baş karakter başka birine aşık olacak diye korktum ama neyse ki öyle olmadı. Tilney benim de favori roman karakterlerimden biri oldu :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tilney'nin kötü biri çıkabileceği hissi bana da olmuştu. Sanırım babasının Tilney üzerindeki yansıması bize bunu hissettirdi.

      Sil
  2. Ben Jane Austen'dan Aşk ve Gurur'u ve Emma'yı okumuştum. Northanger Manastırı yazardan okuduğum üçüncü kitap. Diğer kitapları aklıma gelince Tilney'in düşündüğümüz gibi biri olmadığı ortaya çıkacak ve baş karakter başka birine aşık olacak diye korktum ama neyse ki öyle olmadı. Tilney benim de favori roman karakterlerimden biri oldu :-)

    YanıtlaSil