11 Ağustos 2015 Salı

Düşünüyorum kitaplarım açık

         Ne zaman bir film izlesem ya da bir roman okusam çevremdeki tepki hiç değişmez. "Ne kattı şimdi o sana otur da yararlı bir şeyler oku", "madem bir şeyler izlemek istiyorsun bari belgesel falan izle de bir şeyler öğren"!!! Downton Abbey'i bitirdikten sonra Ayşe Kulin'in Veda'sına başladım. Bu planlanmış bir şey değildi üzerinde düşünmemiştim. Downton Abbey de Veda da 1. Dünya Savaşı yıllarını anlatıyor. Yani demem o ki 1. Dünya Savaşı'nı farklı gözlerden gördüm ben ve bunun bana bir şey katmadığını söylerseniz çok affedersiniz ben bunda fesatlık ararım samimiyetsizlik ararım! Sanırım biz burada kaybettik yani insanlıkta. Tüm insanlar olarak her olağanüstü halde önce insanlığımızı unuttuk biz. Bir yerde L gencecik yaşında hayata gözlerini yumdu bir yerde X, bir yerde N dul kaldı bir yerde E, bir yerde İ babasını bir daha ömrü boyunca göremeyecek bir yerde H.(Spoiler olmasın diye isim yazmadım oturduğumuz yerde düşman kazanmak istemeyiz tabi). Ve benim burada yapabildiğim tek şey üzülmek herkes adına. Mesela ben 11 Eylül 2001 tarihini pek çok evin gözünden gördüm. Amerika'da bir iş adamının evinden, Amerika'da annesi budist babası müslüman bir çocuğun evinden, Türkiye'de Müslüman bir ailenin evinden, İran'da yoksul bir ailenin evinden, Türkiye'de Hristiyan bir ailenin evinden... Elbette herkes kendi bakış açısını yansıtıyordu elbette herkesin haklı ya da haksız olduğu taraflar vardı ama şimdi benim bu olaya bundan sonra sadece kendi bakış açımdan bakabileceğimi kimse düşünemez. Hepsini geçtim basit bir boşanma olayında bile çok yönlü bir bakış açısı kazanmanızı sağlıyor işte bu hiçbir işime yaramayacağını düşündüğünüz kitaplar, filmler, diziler... Belki hiçbir bilgi birikimi olmadan duygularımla yazıyorum bu yazıyı ama ben sürekli bir şeylere nefret etmekten sıkıldım artık insanlığımı hatırlamak istiyorum sürekli unutturmaya çalışılan. Ben Voldemort'u da anlamak istiyorum bu kötülüğünün ardındaki sebepleri görmek istiyorum, Malfoy'un Hermonie'ye bulanık diyen pis babasını da anlamaya çalışmak istiyorum, Legolas'ın kötü yanlarını görmek istiyorum mesela her ne kadar olmasa da, Harry'nin haksız olduğu tarafları da merak ediyorum ben ne bileyim Edward Jacop'tan neden nefret ediyor bunu görmek istiyorum sonuçta gül gibi çocuk ondan niye nefret edelim ki niye bir taraf seçmek zorunda kalalım kurtadamlar ve vampirler arasından, Gollum'u da sevmek istiyorum ben ayh yeter bu kadar hümanistlik. Ciddiyetle başladığım yazıyı yine ciddiyetsiz bir şekilde bitirdim artık Allah affetsin gideyim de Caroline'dan nefret edeyim ben biraz hadi hoşça ve hoşgörüyle kalın unutmayın empati empati...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder