14 Şubat 2019 Perşembe

14 Şubat Temalı Yazı


Az önce Mona Lisa’nın Gülüşü filmini izledim ve onun verdiği coşkuyla ellerimin birkaç satır yazı yazma isteğine boyun eğdiğim için buradayım.


valentines day illustration ile ilgili görsel sonucu


Öncelikle size biraz günümden bahsedeyim. Sabah her zamanki gibi ‘a bugün de uyanmışım’ diyerek kalktım ve her zamanki gibi Google’da iş ilanı keşif gezisine çıktım. Bir yeri fethedemedim maalesef yeniçerilere bu kış da ulufe yok. Sad but true. Tam yüz kaslarımı gülümsemeye ikna etme rutinime başlıyordum ki annemin telefonu çaldı. Yakın arkadaşı siyah üzerine birbirinden uyumsuz her renkten çiçeklerin olduğu bir yeleği anneme aldırmak için aramış hem de benim çeyizim için. Neh? Ben daha yaşasam mı yoksa uyusam mı ikileminde bir sonuca varamamışken çeyizime bir yelek almak istediğim izlenimini nasıl yarattım bilemiyorum. Ama bu tip insanlar genelde 20 yaş üzeri herkesin evlenmek için sol kollarını feda etmeye hazır olduklarını düşünmeye meyillidirler zaten. Yelek 150 liraymış ki buna hiç girmiyorum. Üzerimdeki pazardan 50 liraya alınmış pofuduk sabahlığım ve ben şoke olduk haliyle.

Ardından telefonum influencerların 14 şubat paylaşımlarının bildirimleri  tarafından kuşatma altına alındı. Tez haliçe zincir gerile! Sonra Mona Lisa’nın Gülüşü filmini izlemeye başladım. Film 1950’lerde geçiyor. Hani şu bir elinde elektrikli süpürge bir elinde kitap olan bakımlı ve gösterişli kadınların olduğu eski fotoğrafları hatırladınız mı işte o dönem. Kadınların üzerindeki evlenme baskısı ve kadınların bu baskının baskı olduğunun bile farkında olmadıkları üzerine mesajlar içeriyor film. Başarılı kızların olduğu koleje bir öğretmen geliyor ve onlara daha önce hiç bakmadıkları bir bakış açısı gösteriyor. Öğretmen ve öğrenciler arasındaki ilişkiler daha derinlikli verilebilirdi ama film bu haliyle de güzeldi.

Filmi de izledikten sonra günümüz ilişkileri ile tüm bu anlattıklarım kafamda biraraya geldi. 14 Şubat’ı yalnız geçireceğim diye endişelenen insandan çok 14 Şubat’ı yalnız geçirince endişelenekciniz diyen insan var. Ve bence insanlar sevgilileri olmamasından ziyade sevgilileri olmadığının diğer insanlar tarafından bilinmesinden hoşlanmıyor. İlkokul, lise ve üniversite arkadaşları bir bir evlenmeye başlayan herkes bir şeyler kaçırdığı hissinde. Hani Amerikan gençlik filmlerinde olur ya normal bir partiyi esas kız kostüm partisi sanır ve herkes kot ve tişörtleyken o tavşan kostümüyle kalakalır o hesap.

Geçmişte de günümüzde de kadınların üzerindeki baskı asla değişmiyor sadece şekil değiştiriyor. Modanın değişimi gibi. Pantolonlar bir dar paça oluyor bir ispanyol ama bu pantolonu pantolon olmaktan alıkoymuyor. Bu devirde kadınlar her ne kadar “özgür”müş gibi görünseler de şimdi de hem okuyan hem çalışan hem mükemmel anne hem mükemmel eş hem olağanüstü bir evlat olması gereken kadın baskısı var. Birinden birini yapmadığında toplumdan afaroz ediliyorsun. Üniversite okumamak, okuyup çalışmamak, anne olup çalışmak, anne olup çalışmamak ne şekilde olursa olsun eleştiriliyorsun. Ehliyeti olan çoğu kadının araba kullanamaması bir günümüz gerçeği. Sözlerimden kadınlar araba kullanmayı beceremiyor gibi bir şey anlaşılmasın. Ehliyet alıp araba kullanmak istemeyen kadın sendromu var günümüzde. Kadınlar istedikleri her şeyi yapabilir kudretteler ama seçtikleri yolda öyle baltalanıyorlar ki yaşamayı kendi istekleriyle bırakıyorlar. Ama helal olsun. Kadınların ikincil konuma itilmesinde tüm zamanların en kurnaz döneminden geçiyoruz. Feminizm üzerine yapılan akademik çalışmalar bile aynını yapıyor. Kadının konumunun değişmesi için çarenin erkeklere benzemek olması laflarından da ziyadesiyle gına geldi.

Bırakalım erkek olsun kadın olsun insanlar kendilerini ne mutlu ediyor nasıl yaşamak istiyorlar onu keşfetsinler. Bunu keşfetmek evlenecek eş bulmaktan daha zor bence.

Yurttaşlarım!

Bu 14 Şubat gününü ne için yaşamak istediğimizi bulmaya ayıralım. Biz 15 Şubat’da iç huzurumuzla yeni bir güne başlarken bir erkeğin gölgesi olmadan bir kadının zayıf olacağını düşünenler de 14 Şubat’da kendilerine hediye edilen güllerin yapraklarıyla fal baksınlar. Bir gün terk edilir miyim edilmez miyim -yoksa- edilir miyim -yok yok- edilmez miyim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder