5 Haziran 2016 Pazar

Agnes Grey- Anne Bronte

     Jane Eyre'den bu kadar etkilenmişken Uğultulu Tepeler'i bu kadar sevmişken Bronte kardeşlerin sonuncusu Anne Bronte'un Agnes Grey'ini okumadan olmazdı. Bronte kardeşlerin her kitabında zihnimi alenen görmek beni cidden korkutuyor kitap karakterlerinin olaylara verdikleri tepkiler, kafalarından geçen düşünceler her seferinde "ya bu benim!" dememe sebep oluyor. Ruh eşlerimin yüzyıllar öncesinde olması ne acı. Stephen Hawking şimdilik zamanda yolculuk imkansız diyor ama ya ben geçmişe gidip bu kitabı yazdım ya da Anne geleceğe gelip beni gözlemledi. Roman okuyarak fizik teorilerine kafa tutuyorum ama Hawking'ciğim latife yapıyorum alınmıyosun di mi?


      Hikeyesi çok güçlü olsa da altını çizecek satır bulamadığım kitaplar benim gözümde Caroline Bingley gibi. Bu kitabın başlangıç bölümünde çok sıkıldım ama bazı cümleler beni devam etmeye teşvik etti. Kitap Jane Eyre gibi Agnes Grey adındaki baş karakterin öğretmenlik deneyimlerini anlatıyor Agnes'ın Jane gibi zor bir hayatı yok ama onun da hikayesi ilgi çekici. Kitabın vermek istediği mesajlara dalınca hikayenin çok da önemi kalmıyor açıkçası. Anne Bronte'un aralara girip okuyucuyla konuştuğu bölümler başlangıçta beni şaşırtsa da sonrasında çok samimi geldi. Jane Eyre'i sevdiyseniz bu kitabı da okumalısınız mutlaka. Altını çizdiğim satırlar okuyup okumamaya karar verirken belki bir fikir olur şimdilik hoşçakalın. Bu arada ben bu kitapta olsaydım kitabın sonlarına doğru Agnes Grey'in yürüyüş yaptığı sahildeki bir kum tanesi olurdum, şahit olduğu konuşma karşısında mest olan.
      "Güzelliği bu derece kötü şekilde kullananlara neden bu kadar çok güzellik bağışlandığını, buna karşılık da güzellilerden kendileri kadar başkalarını da yararlandıracak olanlardan da niye esingendiğini merak ettim. Sonra düşüncelerimi Tanrı'nın her şeyi daha iyi bileceği kanısıyla sonuçlandırdım. Sanırım, bu kız kadar gururlu, bencil, kalpsiz erkekler de vardır, Böyle kadınlar da onların cezalandırılmalarına yardımcı oluyorlardır."      
      "Beni gerçekten derinden, bağlılıkla seven bir tek dostum olsa, düşmanlarla dolu bir evde gerçekten mutlu yaşayabilirdim."
       "Ah ne yazık ki umutların yerine gelmesini beklemek, bunlara sahip olmaktan çok daha zevkliymiş."
       "E, varsın alsınlar alabilecekleri ne varsa, bir tek hazine gene benim: seni düşünmeyi seven bir kalbim var; senin değerini bilen bir kalbim."   (burada kitabı fırlatıp ağlıyoruz arkadaşlar)
       "Gerçek hikayelerin hepsinde öğüt vardır; yalnız, kimisinde hazineyi bulmak zor olur, bulunduğu zaman da o kadar önemsiz olduğu görülür ki, içindeki o kurumuş, büzülmüş taneciği almak için cevizin sert kabuğunu kırmaya uğraştığınıza değmez."
       "İnsanlar çocukların kusurlarına gülmekle, gerçek dostların büyük bir ciddiyet içinde düzeltmeye çalışacakları şeyleri hoş karşılamakla onlara ne büyük bir kötülük yaptıklarını bilemezler."

       

2 yorum:

  1. Cümleler bana cok etkileyici geldi. Kesinlikle okumak isteyeceğim bir kitap

    YanıtlaSil