12 Nisan 2017 Çarşamba

Jane Austen ve Adab-ı Muaşeret

Merhaba!

Bu yazıyı yazmayı bilerek biraz geciktirdim sanırım. Kitabı bitirdiğim anda yazsaydım 32 sayfalık bir yazı sizi bekleyebilirdi. Ama bu yazının da kısa olacağı garantisini veremiyorum şimdiden söyleyeyim.
Her kitap yazısında buluş, alış, okuyuş öyküsünü yazıyorum geleneği bozmayayım. Haftasonu İnstagram'da gezinirken Kitapyurdu'nun bu kitabı paylaştığını gördüm. 3 sn'lik bir şokun ardından Austenzede de durur mu yapıştırdı Kitapyurdu'na kredi kartı numarasını. Kitabı alan 2. kişiyim 1. kişi bul beni! Başlangıçta bir çeviri satın aldığımı sanıyordum ama öyle olmadığını görünce daha bir heyecanlandım. Kitapta kültürümüzden parçalar görmek mükemmeldi. Yazarlar 2013'te Açık Radyo'da Gurur ve Önyargı'nın 200. yıl dönümünü kutlarken Jane Austen konuşmaya başlamışlar ben de bu blogu 2013'te açmıştım o radyo programlarını nasıl kaçırdım diye hayıflandım durdum tüm kitap boyunca iyi ki yazıya dökmüşler diyorum şimdi de. Okuma süreci boyunca yavaş oku yavaşla bak bitince boşlukta süzüleceksin dediysem de dinletemedim kendime -bir yanım da böyle  delidoludur benim-. 



                                                     


Jane Austen'e Woolf'un yaptığı eleştiriden bahsetmek istiyorum biraz. Jane Austen'i kendi dünyasına başkaldırmadığı için eleşiriyor Woolf. Kolay olan, cesurca olan dünyana başkaldırmak mı yoksa dünyanı tüm yönleriyle kabul edip kendini o düzen içinde var edebilmek mi kafam karışık bu konuda. İsyan etmek, kendi bildiğini okumak, başına buyruk davranmak kolaya kaçmak gibi geliyor bana Jane Austen içinde bulunduğu ortamı öyle bir yöntemle eleştiriyor ki eleştirdiği insanlar bunu anlamayıp eserleri seviyor nükteleri anlayanlar eserleri daha da çok seviyor. Ya da ne bileyim cesur olmak cinsellikten bahsetmek midir yoksa cinsellikten konuşmayı cesur bir hareket olarak görmek bile cinselliği tabulaştırmak değil midir? 

                                                      


Jane Austen sıkça hanım hanımcık olduğu için de eleştiriliyor hem de bu kişilerin içinde kadınlar da var. Erkek gibi olmak ve bir kadını kadınsı olduğu için suçlamak nasıl bir düşünce aklım hafsalam almıyor. Şimdi diyeceksiniz ki o kadınsı dediğin şeyler toplumun kadına dayattığı erkeklerin kadınlardan beklediği şeyler. Filmlerde dizilerde erkek gibi davranan, giyinen, konuşan kadınların yüceltildiğini görünce içim sızlıyor. Hanım hanımcık olmak neden bu kadar korkutucu? Nesi bu kadar rahatsız edici? Jane Austen hanım hanımcık biri miydi onu bilmiyorum kendisiyle böyle bir yargıda bulunacak kadar sohbet etmişliğimiz yok zira ama hanım hanımcık olma özgürlüğünün bizzat kadınlar tarafından kadınların elinden alınıyor oluşu beni üzüyor.
Şu cesaret konusuna geri dönmek istiyorum sınıf ayrımının bu kadar keskin olduğu bir dünyada Darcy'yi Lizzy'ye aşık etmek cesaret değil midir? Yahu 21. yy'da eşler arası maaş farkı birkaç bini geçince bile tüm akrabalar cıkcıklamaya başlıyor. Duygulardan bahsedebilmek başlı başına cesarettir bence.
Hasılı kadınların erkeklerle eşit olduğunu anlatma savaşında doğasını yadsıması çok canımı sıkıyor.
Kitapta yazan ve dikkatimi çeken diğer bir noktaysa Austen'in anne figürünü yansıtma biçimiydi. Ama çok çocuklu ailelerdeki "anne"yi de düşünmek lazım. Bazen bir insan 12 çocuğa nasıl bakabilir diye anneanneme sorduğumda "kardeşler birbirini büyütür ne olacak" derdi. Austen romanlarındaki kardeş dayanışması da ondan sebep olabilir diye düşünüyorum bilemiyorum pozitifliğim mi çok üstümde acaba. Jane Austen'in çocukluğunda acı çekmesi fikrinden de kaçıyor olabilirim.
Duygu ve Duyarlılık romanında Marianne'in tutkuyla aşık olduğu kişiyle kavuşamamasının Selvi Boylum Al Yazmalım'daki "Sevgi emektir." 'e bağlanmasına bayıldım. 
Kitapta Austen'in mektuplarına sıkça yer veriliyor bildiğim kadarıyla mektupların Türkçe çevirisi yok ve bu benim canımı hayli sıkıyor.. Austen bir mektubunda bekarlığın hor görülme sebebinin yoksullukla ilişkilendirilmesi olduğunu söylüyormuş şimdinin evlemeyip dünyayı dolaşan kadınlarını düşününce zenginlik de bekarlığı tolore ettirmiyor günümüzde Jane'ciğim diyesim geliyor.
"Kendine Ait Bir Oda'sı bile olmayan Austen'in yazma eylemi ile kendine ait bir alan yaratması" ne harika bir düşüncedir önünde saygıyla eğiliyorum reverans yapıyor da olabilirim gerçi.
Neyse daha devam edersem tüm kitabı yazacağım iyisi mi siz alın okuyun ben başka bir meseleye daha değineceğim çünkü.

                                                               

Kitabı mest olur bir şekilde okurken içinde Austenzede geçen bir cümle görünce 1.5 sn kadar kendine Austenzede diyen bir başkası mı varmış diye düşündüm bahsedilen şahsın ben olduğumu anlayınca da cool bir şekilde koltuğuma yerleştim bir şey olmadı demeyi ben de isterdim elbette. "Hayatımda ilk defa mutluluğu bu kadar yoğun hissettiğim için ne yapacağımı şaşırdım" demek tam olarak halimi tanımlar herhalde. Bir iki balkonu açıp bağırma girişimi oldu tabi şindi birbirimizi kandırmayalım. 
Hani kitap/film/dizi yazılarında ben bu kitapta olsaydım...lı cümlelerim var ya ben bu kitapta 87. sayfadayım arkadaşlar. Teşekkürler, sevgiler...

Not   : Bana kitaplarında yer verdikleri için Özgür Çiçek ve Irmak Ertuna Howison'a sonsuz sevgiler.
Not 2: İsterseniz kitapta birkaç cümlesi geçen yazımın tamamını şuradan okuyabilirsiniz. 
Not 3: Gerçek kimliğimi bilen az kişi olduğu için kimseyle paylaşamadım mutluluğumu, herhangi bir yazının herhangi bir yerinde bir gece ansızın bu olaya yer verebilirim sıkılmaca, sinirlenmece yok!

6 yorum:

  1. Yaa bayıldım, senin yazdıklarını takdir etmeleri ve kitaba koyacak kadar beğenmeleri beni de çok mutlu etti. Yakından takip ettiğim bi blog yazarı olarak senin adına ben bile bu kadar sevindiysem seni düşünemiyorum .d Yürü Austenzede kim tutar seni :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. böyle düşünmeniz mutluluğumu ikiye katladı :) ne kadar teşekkür etsem az yorumları okumak beni daha çok paylaşım yapmaya teşvik ediyor :):)

      Sil
  2. Sen kitabı bu kadar beğenince ve kitapta senin adın geçince merakım ikiye katlandı😏Şu kitabı ilk alan kişiyi bende çok merak ettim😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer JAne Austen'le ilgili şeyleri seviyorsanız alın okuyun derim ben :)

      Sil
  3. Kitabı geçen aylarda okudum. Senin isminin geçtiğini bilmiyordum. İsmini okuyunca çok şaşırdım ve tanıdık birini gördüğüm için sevindim. O sayfaya kadar kitabı yazanlardan birinin sen olabileceğini düşünüyordum. Yazarların tarzını sana benzettim çünkü. Gerçek ismini bildiğim için kitabı senin yazmadığını biliyorum ama eğer bilmeseydim her zaman bir şüphe kalırdı içimde :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok güzel bir kitap yazarlarının arasında bulunmak isterdim kesinlikle :) içinde adımın geçmesi beni ömür boyu mutlu edecek gibi :D

      Sil