2 Ocak 2020 Perşembe

1- Anne with an E ve Duygusal İnsanlar

Merhaba, bu yıl buraya daha çok şey yazmaya karar verdim. Bir çeşit düşünce günlüğü de diyebiliriz. Şimdi ilkini okuyacaksınız, teşekkürler.

Az önce Anne with an E dizisinin 2. sezonunu bitirdim. Ve bu yazıda diziyi izlerken aklıma gelenleri yazacağım.

Bu zamana kadar pek çok şeyi ötekileştirdik, sosyal dışlanmaya maruz bıraktık hatta ırkçılık yaptık. İnsanlığın mazisi bu hikayelerle dolu ama tarih sadece bir şeyi görmezden geliyor. Duygusal insanlara karşı yapılan ayrımcılık! 

Akılcılarla duygusallarınki öyle bir savaş ki kan dökmek yasak ama boğmaya istediğiniz duygudan başlayabilirsiniz. Çoğunluğun sözünün geçer akçe olduğu bu dünyada maalesef duygular yük vagonunda gitmek zorunda. 

Anne with an E'yi izlerken bunu düşünmekten kendimi alamadım. Anne'in bir şiiri kelimelerin hakkını vererek okuduğu için yahut sık kullanılmayan süslü bir kelimeye alelade bir konuşmada yer verdiği için yerildiğini gördükçe öfkeleniyorum.

Şu sıralar hissetme yeteneğini yeniden kazanmak için çabalayan bir insan olarak bu birkaç günümü bunu düşünmeye ayıracağım. Endişe bi' dur allasen bahsettiğim duygu sen değilsin. 

Yarın benim için önemli bir gün. Yeni ve uzun süreli olmasını ümit ettiğim işime başlayacağım. Duygusalların iyi dileklerine ihtiyacım var akılcılar ilk bir ay kabus diyor çünkü.

Münir Nurettin Selçuk'tan Tereddüt şarkısını tüm duygusallara armağan ediyor ve iyi geceler diliyorum.

2 yorum:

  1. İşinde başarılar. Umarım güzel insanlarla karşılaşırsın :-)

    YanıtlaSil