19 Ocak 2020 Pazar

Huzursuzluğun Kitabı- Fernando Pessoa

Uzun zamandır beni böyle kuşatan bir kitap okumamıştım. Hissettiğim şeylerin birkaç kelimeyle hop diye açıklanabilmesi beni mest ediyor. Huzursuzluğun Kitabı'nda da bunu yaşadım hep. Kitabın tek kusuru çok kalın olmasından mütevellit hiçbir çantaya sığmamasıydı. Birkaç kere dışarı çıkarken yanıma almak gafletinde bulundum ama omzum konuşabilseydi eğer "başlatma var olamayış sancılarından evde oku şu meredi" derdi herhalde buna neredeyse emin gibiyim.


Her ne kadar hemen bitirmemeye gayret etsem de sayfalar ellerimden kaydı gitti. Bu kitabı ilk kez okuma ayrıcalığını kaybettiğim için üzgünüm şimdi sadece. Kitaptan biraz Tutunamayanlar havası aldım. Fakat o ne görkemli tutunamayış be Pessoacığım. Farkında olanlar için insan olmak zor zanaat. 

Huzursuzluğun Kitabı okuması zahmetli olan kitaplardan. Hayatı kolayca yaşayabilenler kitabın sonunu getirmekte zorlanırken hayatı yaşarken duygusal/düşünsel savaş vermek zorunda olanların ise kitaptan aldığı tat apayrı oluyor. Burada hayatı kolayca yaşayanları küçümsemiyorum bilakis onları kıskanıyor ve onlar gibi olabilmek istiyor fakat her yeni gün olamayacağıma yönelik inancımla baş başa kalakalıyorum. 

Kitap birbirinden bağımsız yazılardan oluşuyor. Pessoa çok okuyan bir insan olmadığını söylese bile duygularını, düşüncelerini nasıl bu kadar arı bir şekilde açıklayabilmiş hayran olmamak elde değil. Belki de okumak insanı daha çok karıştırıyordur emin değilim.

Kitabın ilk yarısını daha çok sevdim. Sevdiğim diğer şeyse ıstırap molalarıydı. Keşke gerçek hayatta da bu olsa. Olumsuz hislere kapıldığımız an her şeyi bırakıp ıstırap molası verebilsek.

Çok konuştum. Zaten özet defterime altını çizdiğim satırları yazmam 28 sahife sürdü. Gideyim de parmaklarıma bunun hesabını nasıl vereceğim onun üzerine kafa yorayım ben. 

Kitabı kimler okumasın: coşkuyla uyananlar, evden çıkarken yanlarına neşeyi de alanlar, her şeyin yoluna girmesi için çözüm önerisi göğe bakmak olanlar, Instagram'da gördüğü bir mottoyla 3 saniye içerisinde motive olabilenler.

Kitabı kimler okusun: uyanırken neşeyi ve diğer bütün pastel şeyleri yastıkta bırakanlar, motive olabilmek için kendi olmaması gerekenler gerekenler, Instagram'da motto görünce göz devirip geçenler.

Daha önce okuyanınız varsa, kitabı kimseyle tartışamamak ıstırabından çekip alsın beni rica ederim.

Ve kitabın giriş cümlesiyle yazıya son veriyorum.

"Öyleyse kim kurtaracak beni var olmaktan. Hayatımı toprağa veriyorum."

4 yorum:

  1. Sevgili Austenzede kitabı daha önceden okuyup tartışamabilmek isterdim ama sadece okunacaklarıma bir kitap daha ekleyebiliyorum şu an:( Gerçi bu kitabı okumak cahillikten kaynaklanan mutluluğuma bir darbe olacakmışa da benziyor ama hayırlısı artık.
    Ayrıca artan blog yazılarını çok keyifle takip ettiğimi de söylemek istiyorum :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. üzüldüm, sen okuyana kadar bekleyeceğiz ne yapalım. Ve çok teşekkür ederim yazılara devam edebilme gayreti verdi yorumun :)

      Sil
  2. Kitabı okumadığım için maalesef ben de yorum yapamıyorum ama yorumun insanda bir an önce kitabı okuma isteği uyandırıyor. Keşke o 28 sayfalık alıntılardan birkaçını buraya da yazsaydın. Alıntı okumayı çok severim. Kitapla ilgili daha net fikir veriyor :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben alıntı okumayı sevmediğimden herkesi öyle sanıyorum galiba :D bundan sonra altını çizdiğim satırları da eklerim yazılara

      Sil