14 Ocak 2020 Salı

Bay Knightley Neden Bi' Bay Darcy Olamadı?

Nice revnaklı Bay Darcy'ler görülür edebiyatta, lakin efsunlu Bay Knightley'leri de sensin yazan, şeklinde acıklı bir giriş yapsam benden nefret eder misiniz?


Bakın; geçmişinden günümüzüne, klasiğinden best sellerına, popüler kültüründen kültüne, fantastiğinden bilim kurgusuna, sinemasından edebiyatına, dizisinden animesine, romanından hikayesine, klasisizmden dizüstü edebiyatına bu kafayı pek çok aşk duygusu safsatasıyla doldurdum ama "seni daha az sevseydim sevgimden daha çok söz ederdim" cümlesini aşamıyorum. Durum bu iken Bay Knightley'nin hak ettiği konumda olmaması yepelek ruhumu derinden etkiliyor (!) Bay Knighltley'nin adının sık zikredilmiyor oluşu kanıma dokunuyor (!!)

Aslında bu konuya Jane Austen Kitap Kulübü'nün Emma toplantısında değinmeyi düşünüyordum ama kulüp şubata sarkınca konunun aciliyetini de göz önünde bulundurarak yazayım açıklığa kavuşturalım istedim. (Sevgili bu yazıyı okuyan kulüp üyeleri hadi yine ucuz atlattınız.)

Bugün, herkesin kesinlikle en az bir kere düşündüğüne neredeyse emin gibi olduğum ama neden dile getirilmediğini asla ama asla anlayamadığım bir konuya parmak basmak için buradayım. Bay Knightley neden atanamayan Bay Darcy muamelesi görüyor yahu? Zihninize iyice bakın dostlarım, yapılması gereken işlerle rahatsız eden düşüncelerin arasında bir yerlerde muhakkak olacak bu soru. 

Biritişlikse biritişlik, asaletse asalet, toprak ağalığıysa toprak ağalığı, kibarlıksa kibarlık, olgunluksa olgunluk nedir yani. 

Başlangıçta kötü olup sonradan iyi olan bir roman karakterini kolayca bağrımıza basabiliyorken en başından beri iyi olan karaktere asla gelemiyoruz. İllaki bir iki kalp kıracak, üç beş kişi üzecek gerçek sonradan ortaya çıkacak Ankara'dan abim gelecek evde bir bayram havası olacak vs. vs. 

Ne o, ne bu! Emma sosyoekonomik olarak Bay Knightley'den aşağı bir seviyede yer alsaydı bence Emma kitabı herkesin adını bildiği klasikler arasında başı çekerdi. Ama yok Bay Knightley gitti kendi sınıfından biriyle evlenmek gafletinde bulundu. Ve üzgünüm Knightley beyciğim ocak dışısın.


Oh ya ne güzel hayatımda hiçbir sorun yokmuşçasına; anlamlandıramadığım, içinden çıkamadığım hiçbir mesele kafamda dönüp durmuyormuşçasına bu yazıyı yazdım. Bi' ferahlık geldi. Işığa doğru mu ilerlesem?

Siz ne düşünüyorsunuz?

A- Düşünmüyorum Austenzedeciğim
B- #bayknightleyleratamabekliyoracil50binkadroçokacil
C- Bay Darcy dururken ne yapacaklardı acaba
D- yok ben ısrarla düşünmüyorum (kırıcı)
E-  Bay Knightley kim

11 yorum:

  1. Austenaşkımın En sevdiğim kitabı Emma. Ve ben bir ara Knightley'e platoniktim, lol�� Mr.Knightley gerçekten mükemmel bir insan yani neyse o!

    YanıtlaSil
  2. Yaklaşık 3 ay öncesine kadar Mr.Knightley platoniği olduğumdan bu yazıya %999999999 hak veriyorum😝😂

    YanıtlaSil
  3. d diyorum başıma bir şey gelmeycekse :D

    YanıtlaSil
  4. Sayın austenzede sebebi açık bir psikolojik gerçek. Bize kötülük yapan biri sonra iyilik yaptığında kapiliveriyoruz. Kapıldım gidiyorum bağımız rüzgarına şeklinde. Gönül hiç duz mantik gitmiyor gibi bir şey. Ama gerçek hayatta pek böyle olmadığını düşünüyorum: )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beynimiz şaşırınca kapılıveriyor herhalde. Ama iyi insanın iyi şeyler yapacağı tahmin edilebilir olduğundan beyin havaya girip kolay hayran olamıyor, üzücü :D

      Sil
  5. Yazıyı okuduğumdan beri yorum yazacağım yazacağım bir türlü vakit olmadı. Umarım şu an herhangi bir şey çıkmaz da kafamdakileri rahat rahat yazarım. Knightley böyle tepende durup, habire o öyle olmaz bu böyle olur diyen gıcık öğretmen enişte karakterinde bir adam. Hiçbir zaman da öyle Darcy türünde bir fiziksel görüntüde canlandırtmaz bize Jane onu. Yani hah tamam eli yüzü düzgün, bir de parası pulu var, "manners" olarak da eğitimli kültürlü olduğu için cazip göründüğüne emin oluruz ama sonuçta tüm kitap boyunca öyle tepende dikilir ki hiç o cazipliğine kapılasın gelmez. Emma'nın yaşında ve hissiyatındayken insan yakışıklılık, parıltı arıyor. Ben Emma'yı ilk okuduğumda Emma'nın kendisinden ölesiye nefret etmiştim. Ama onca yılın ardından, okuya okuya artık içinde tam bir Marianne, dışının ise içinde bulunduğu pozisyon ve durumdan ötürü Elinor gibi göstermeye çalışan bir karakter olarak görüyorum. Böyle bir Emma'yla birlikte haliyle biz de Knightley'yi komşu amca olarak görüyoruz ilkin. Her hareketimizi eleştiren, düzeltmeye çalışan ama her zorluğumuzda yanımızda olan. Ve evet bir Darcy değil, olamaz. Çünkü Darcy parlıyor. Sahneye ilk çıktığı andan itibaren elde edilemez, ulaşılamaz, sinir bozucu cazibe "vibe"ları yayıyor. Eleştirdiğinde Knightley gibi seni düzeltmeye çalışan bir abi, bir öğretmen edasıyla açmıyor ağzını, gerçekten öyle düşündüğü, kendi doğruları olduğu için ve hatta çoğu zaman egosundan ötürü eleştiriyor. Ve tam da on ikiden vuran bu insanı. Bizim romantik kalplerimiz de aslında egodan dolup taşıyor. Karşımızda yenilecek, alt edilecek bir düşman, bir savaş görüveriyoruz. Karşılıklı bir ego savaşı bu. Hem o sinir şeyi yenmek istiyoruz, hem de o bizi yensin istiyoruz. Oysa Knightley düşman olarak algılayabileceğimiz bir karakter değil. Hep bizimle, evimizin içinde, ailemizin ortasında. Ancak kaybettiğimizde değerini anlayabildiğimiz pozisyonda.
    İkisi arasında veya Jane'in erkek karakterleri arasından birini daha çok sevmemiz bu durumda tamamen bizim psikolojimize, bilinç altımıza bağlı bir şey. Yukarıda Knightley için saydığım özellikler bana zerre çekici gelmezken başka birini çok etkiliyor. Çünkü o insanın güvene, stabiliteye, olgunluğa ihtiyacı vardır mesela içten içe. Ben Darcy'ye de gıcık olurum örneğin. Ağzının ortasına iki tane çakasım gelir. Bana eskiden, daha gençken Wentworth (Persuasion'ınki) çok çekici gelirdi, Darcy ile yarıştıracağım biri varsa o derdim. Ama Knightley bence bu kulvarda değil. Bir esas oğlan havası yok onda. Albay Brandon gibi, esas değil ama günü kurtarıyor.
    Off ya bir dolu konuşasım var hepsi hakkında ama :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için çok teşekkür ederim ve konuşasınız varsa kulübe bekleriz :) dediklerinizde haklılık payı var ama ben hayatımın hiçbir döneminde yakışıklılık, parıltı aramadığım için hiç bu yönden düşünmemiştim. içerden Marianne olan biri yerine koyarsam kendimi Knightley gerçekten de çekilmez biri oluyor haliyle :D neyse ki Janeciğim çeşit çeşit yazmış isteyen istediğini beğeniyor :D

      Sil
  6. Kitabı yıllar önce okuduğum için çok hatırlamıyorum ama aklımda şu kalmış: Kitapta Mr. Knightley çok olgun hatta yaşlı biri gibi anlatılmıştı sanki ya da ben öyle hatırlıyorum. Öyle olunca ben onu hiç esas oğlan olarak düşünmedim, hatta kitabın sonunda ona âşık olduğunu anlayınca şaşırmıştım. Tabii dizisini izleyince fikrim değişti :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben geçen yıl okumuştum en son ama çok yaşlı gösterilmiyor diye hatırlıyorum ama Emma ile aralarındaki yaş farkı çoktu. Dizisini çok sevmiştim ben filmi de güzel.

      Sil