13 Ağustos 2016 Cumartesi

Evlilik

Merhaba!

   Bugün yüksek müsaadenizle affınıza sığınarak evlilik hakkında atıp tutmak istiyorum. Gerçi evli insanlar, evlenmemiş insanların evlilik konusunda konuşmasından pek hoşlanmıyorlar.

                                      

   Lydia ne demişti "Evli kadınların mektup yazmaya vakitleri olmaz." evli kadınların belki blog okumaya da vakitleri yoktur diye rahat rahat konuşayım diyorum.
   Sanırım hiç evlenmeyen insanlarla neden dalga geçildiğini ya da filmlerde, dizilerde evlenmemiş insanların hep neden deli, saf ya da çatlak vs. gibi gösterildiğini anladığım zaman hayatın büyük bir bölümünü kavramış olacağım. Kocan Kadar Konuş filmini ilk izlediğimde yok canım o kadar da değil, evlilik baskısını abartmışlar falan demiştim. Filmi izledikten sonra çevremde olanları gözlemlediğimde filmin hafif kaldığını acı bir biçimde anlamış oldum. Ama fark ettiğim daha ilginç şeyse tüm filmin evlilik baskısını eleştirmesi ve filmdeki Üresin ve Türesin karakterlerinin hiç evlenmemiş ve tuhaf insanlar olarak yansıtılması. Ben mi yanlış anladım? Ay inşallah yanlış anlamışımdır.

                                      

      Geçen gün pazarda yürürken iki kadının konuşmasına kulak misafiri oldum -aslında kulak misafirliği sayılmaz yüksek sesli konuştukları için dinlemek zorunda kaldım- kadın yanındakine "Ağmaan üçe beşe bakma al birini hepsi aynı. Evlen gitsin." dedi. İnanın ikinci cümle başlayana kadar önünden geçtikleri tezgahtaki sebzelerden bahsediyorlar sanmıştım meğerse erkeklerden bahsediyorlarmış. Ülkemizde çoğu evliliğin "evlen gitsin" mantığıyla yapıldığı gerçeği önümde duvar gibi duruyorken bu çaba niye?
      İnsanların evlenince sanki önemli bir buluşa imza atmışlar gibi "evli olsan anlardın" tavırlarına hiç girmiyorum. Sanki bir bilim insanına son teorinizi anlatır mısınız demişiz de o da zekan yetmez dermiş gibi. Akşam oturup birlikte meyve yiyorsunuz işte evli olup bunu anlayacaksam sağ ol canım hiç öpmiim.

                                     
     Siz her geçen gün Facebook'ta yaptığınız paylaşımlarla evlilik müessesesinin zeka seviyesini düşürürken bizim gözlerimizden kan geliyor, ben yıpranma payı istiyorum yalan yok. Hem hayallerim arasında her parçası kırmızı kalp temalı kahvaltı takımında kocamla kahvaltı etmek yok diye ben niye dışlanıyorum da eltisinin görümcesine sosyal medyada atarlı sözler paylaşan şahıslar baş tacı yapılıyor bunun cevabını istiyorum.
     19. yaşıma kadar evlenmeyi ben de destekliyordum ama beni sen soğuttun İnstagram'dan balayı fotoğrafı paylaşıp "canımın dibi ciğerimin köşesi can özüm bir tanem hayatımın anlamı" yazan Mücella, gelecek hedeflerim arasından evlilik maddesini sen çıkardın Facebook'da kocanın uyurken fotoğrafını paylaşıp altına "aşk senden ibaret" yazan Şukufe (Hem Allah aşkına uğruna sayfa sayfa yazı yazdıran dize dize şiir dizdiren aşk niye senin kocandan ibaret), evlilik konusunun konuşulduğu her ortamdan beni sen uzaklaştırdın kocasına zorla Facebook'dan doğum gününü kutlatan Şeyma vs.
                                                                        
     Ay sinirlendim! Önümde kocasıyla gittiği bir haftalık balayından 8344 fotoğraf atan sen ve evlenmeyip 7 roman yazan ve romanları 200 yıl sonra bile hala hatırlanan bir Jane Austen duruyor hanginiz hayatı "anlamış" tartışmayalım istersen.

Not 1: Evliliğinde aşk ve mantık ayarını fevkalade tutturan evli kimseler lütfen üzerinize alınmayınız.

Not 2: Yazıyı anneme okudum şimdi böyle konuş bakalım evlenince anlarsın dedi.

Not 3: Ömrü boyunca hayat, ölüm, varoluş üzerine düşünüp sonuca varamayan filozoflara çok üzülüyorum belki evlenselerdi anlarlardı.

Not 4: Sırf evlenmedim diye evlilik ile ilgili neden atıp tutamıyormuşum siz de Türkiye'nin siyaseti üzerine atıp tutuyorsunuz ama hiç cumhurbaşkanı olmadınız.

Not 5: İnşallah evlenip anladığımda bu yazımı okuyup ne kadar da anlamamışım demem.

Not 6: Sakin kafa düşününce gelecek hedeflerimin arasına önümüzdeki 5 yıl içinde Bay Darcy'yi bulup "anlama"yı ekledim sen canını sıkma Şukufe hadi bir pazar kahvaltısı fotoğrafı patlat da neşemizi bulalım.


                                         
   

   

2 yorum:

  1. Yaa çok tatlı bir yazı olmuş, sona doğru yazdığın maddelere çok güldüm. :D Özellikle annene okuttuğun kısma. :D Üniversiteden mezun olduktan sonra yaşıtlarım bir bir evlenmeye ya da nişanlanmaya başladı, eskiden 3- 5 yaş büyüklerim evlenince şaşırırdım şimdi yaşıtlarım evleniyor. o.o Anneme ne zaman hiç evlenmeyeceğim desem "küçük şirin bi' oğlun olsun istemez misin" deyip aklımı çeliyor. :D Yaşıtlarıma laf attım ama Mr. Darcy gelse şu dakika evlenirdim orası ayrı. :3 Twitter hesabından bloguna zıpladım artık sıkı takipçinim bu arada :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz beni çok mutlu etti :) yalnız olmadığımı bilmek biraz rahatlattı tabi :D İnsanlar zamanında sahip oldukları küçük şirin oğullarını güzel yetiştirselerdi şimdi bu halde olmazdık :D Çok teşekkürler yorum için :):)

      Sil