20 Şubat 2015 Cuma

Harry Potter Bağımlılığı

     Eğer her filmi en az 10 kez izlediğimi, kitaplarını sürekli okuduğumu, kardeşlerimle hangi büyü daha iyi muhabbeti yaptığımı, Hermione'nin zaman dönüştürücü kolyesini satın aldığımı, Bertie Bott'ın Her Lezzetten Fasulyelerini yaptığımı ve Snape'e hafiften yanık olduğumu saymazsak pek de kafayı takmış sayılmam!







     Anlatmaya nereden başlasam bilemedim. Harry Potter benim sinemada seyrettiğim ilk film olması münasebetiyle çok özeldir ve en sevdiğim filmler listemde zirvenin sahibidir. İlk filmde Harry'ye  2. filmde Ron'a 4. filmde Victor Krum'a  6. filmde de Snape'e hafiften vuruldum itiraf ediyorum! Ama beni en çok büyüleyenin J. K. Rowling'in zekası olduğu su götürmez bir gerçek. Hikayenin en küçük ayrıntısı bile insanın ağzının açık kalmasına yetiyor. İzlediğim bir dizide karakterlerden biri  J.K. Rowling için "o kadın kesinlikle bir cadı" diyordu o zamandan sonra buna ben de inanmaya başladım. Çünkü bir insan bu kadar şeyi nasıl hayal edebilir hala aklım almıyor. Hikayenin filmleri ayrı kitapları ayrı güzel. Beni etkileyen bir başka nokta ise bu kadar büyük bir olay örgüsünün kilit noktasının sevgiye dayanması. Günlük hayatımızda pek de önemsemediğimiz bir duygu olsa da her şeyin temelinde sevgi yatıyor.


Harry Potter'ı bu kadar çok sevmemin diğer bir nedeniyse asla sahip olamayacağım bir arkadaşlığa sahip olmaları sanırım. Kıskançlık duygusu sevginin de önüne geçmiştir çoğu zaman.


Hikayede pek çok olay ve kişi var ama beni en çok büyüleyenlerden birisi de Severus Snape ve onun hikayesi.

Çok küçük bir ihtimal de olsa, eğer bu filmleri izlemediyseniz ve kitapları okumadıysanız hemen başlasanız iyi olur. Bu dünyadan sıkıldığınızda sığınacak başka bir liman arıyorsanız işte açık adres.


Not: en sevdiğim büyü "alohomora" 
Bir not daha: eğer ben bu hikayede olsaydım herhalde Seamus'un yaktığı tüylerden biri olurdum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder