15 Ağustos 2018 Çarşamba

Günlük Tutmak

Merhaba...
Lisede bir edebiyat dersinde hoca "Günlük tutan var mı?" diye sorduğunda bilin bakalım koca sınıfta sadece kimin eli havadaydı. Yani aranızda hiç mi duygusal yok hepiniz mi akılcısınız bu nasıl lise diye içimden geçirdiğimi hatırlar gibiyim. Yüksek sesle de günlük tutmanın iyiliklerinden, harikalıklarından, muhteşemliklerinden, siz ne anlarsınızlıklarından  falan bahsedip günlük tutmayı savunduğumu hayal meyal hatırlıyorum. Oo lise sularına girdim hemen çıkayım. 
Günlük tutmanın avukatlığını böyle canhıraş üstlenmişken yaklaşık bir hafta önce bir anda bugüne kadar tuttuğum günlüklerin hepsini atmaya karar verdim. Tabii bunun 13 ile 23 yaş arasında dertlerimin asla değişmediği ve hala aynı şeylerden yakındığım gerçeğinin kafama dank etmesiyle hiçbir ilgisi yok. Annem de 30'lu yaşlarında atmış kendininkileri bizde aile geleneği galiba. Günlükleri atmaya karar vermişken son bir kez okuyup hepsini yırtayım bana da meşguliyet(!) olur dedim ve tüm defterleri koydum önüme. 


2006'dan beri yazdıklarım vardı ondan öncesinde de öğretmen zoruyla tuttuklarımız vardı onları atmışım sanırım. Anlayacağınız yazmayı öğrendiğimden beri bu işin içindeyim. (Aslında tam CV'ye yazmalık bilgi, profesyonel günlük tutucu.) 
Siz hiç geriye dönüp günlüklerini okur musunuz bilmiyorum ama ben okurken hem güldüm hem üzüldüm. Ama yine de kendime şunu sormadan edemedim bir insan neden günlüğüne "Sonra çimlere oturduk ama yapay çim olduğu için üstümüz kirlenmedi.(2006)" yazar :D Obsesiflik bebeğim!
Günlük yazmak sanırım o an için kıymetli bir şey sonrasında okumak için değil. Bir makalede okumuştum insan yaşadıklarını sonradan hatırlarken onları değiştiriyormuş zihninde yani her şeyi olduğu gibi hatırlamıyoruz. Günlük yazınca onlar yaşandığı gibi kalıyor ve o yaşta ne düşündüğünüzü ne yaşadığınızı nelere üzüldüğünüzü ayan beyan okumak biraz ürkütücü. Sanırım zihnimizin anıları değiştirmesine müsaade etmeliyiz. 
Günlüklerimi tekrar okumamın benim içim iyi yanları da oldu tabii. Süreç içerisinde daha az yazım yanlışı yapmaya başladığımı fark ettim ve şimdi daha rahat kabullenebildiğim empati kurabildiğim konularda eskiden çok da öyle olmadığımı fark ettim. Umarım bir 12 yıl daha sonra daha olumlu değişimler olur.
Son olarak günlüğümden bir alıntı yaparak yazıyı bitireceğim ben okurken çok güldüm hep yazdığım şeye hem bunu günlüğüme yazmamın saçmalığına! Ama bugünkü blog yazım tarzıma o kadar benziyor ki sizlerle paylaşmak istedim.

(Bu arada yıl 2006 falan ilkokuldayım :D)

Yazım yanlışlarını görünce ben!


Siz günlük tutar mısınız? Sonra o defterleri ne yaptınız? Geri dönüp okur musunuz? Beni merakta bırakmayınız. 







6 yorum:

  1. Şu an o kadar kalbim kırıldı ki.. nasıl kıydın o günlüklere Austenzede?? :(( Keşke bari bir tanesini bana hediye etseydin, ben de yazı yazmayı ilk öğrendiğim andan itibaren günlük tutuyorum, dolabımda sakladığım bir sürü günlüğüm var, hala da tutuyorum düzenli olmasa da, 20 yaşında olmama rağmen günlüğüme yazdığım bir sürü komik (?) yerler var, Colin Firth'ten bahsettiğim yerler mesela :D Neyse, destan yazacakmışım gibi hissettiğim için kısaca toparlayayım, nasıl kıydın o günlüklere.. hayır bir de atmadan önce parçalamışsın, seni hiç bir katil olarak tanımamıştım sevgili Austenzede, bu özelliğini bilmemiz iyi oldu :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. haha yorumunuz beni güldürdü aslında katil yönümü ben de yeni fark ettim ama katil yerine şey diyebiliriz "pirana yönüm" böyle daha az korkutucu oldu :D bu defterlere nasıl kıydığıma gelince o yarınki yazının konusu olsun ve bir sebebi var o yüzden içim hala rahat ama itiraf edeyim 2-3 sayfa sakladım aslında 7-8 tamam 10-12 ama sadece en çok hatırlamak istediklerimi 15-16.

      Sil
    2. Ben de gülerek yazdım zaten :D ve sakladıysanız iyi birkaç sayfa da olsa ama insan bir an o kadar emeğin ve anının ki sizin elinizden çıkmış satırların çöp olduğunu görünce bir an kalıyor şöyle, ne yalan söyleyeyim bu olay aklıma Jane Austen'in yeğenlerinden birinin Jane Austen'in mektuplarının büyük bölümünü yakıp yok etmesini getirdi :((

      Sil
    3. Çok teşekkürler öncelikle ama ben Jane Austen'in o kararını da hep çok haklı bulmuşumdur. Zaten okumamızı istediği kadarını yayınlamış ama onun bir yazar olması en özelini okuma izni vermez bize diye düşünüyorum tabii bu düşünce o satırları okumak için sağ kolumu feda edeceğim gerçeğini değiştirmiyor :D ya da sol

      Sil
  2. Ben ara ara günlük tuttum hep. İlkokulda başladım bu işe. Bir gün okul çıkışı eve geldiğimde annemin ve kardeşimin benim günlüğümü kitap gibi okuduklarını görünce bıraktım :-( Liseye başladığım gün tekrar niyetlendim. Sonra o da yarım kaldı. Bir dönem üniversitede tuttum. Yaklaşık on senedir yazmıyorum.

    Geçen gün üniversitede yazdıklarımı okuyayım dedim. Ben zannediyorum ki günlüğümü okuyunca ne kadar güzel günler yaşamışım deyip duygulanacağım. Sadece birkaç sayfa dayanabildim, fazlasını okuyamadım. Bakış açım o kadar yanlış, o kadar aptalım ki. Ben kendimi hep bu kafa yapısıyla yaşadım sanıyordum :-) Üstelik unuttuğum, en azından bilinçaltıma ittiğim bir olayı da günlükte okuyunca hatırladım.

    Günlüklerini atmana üzüldüm ama sanırım bir gün ben de hepsini baştan sona okuyup yok edeceğim. Bana bir şey olursa insanların günlüklerimi okuyup ne kadar aptal olduğumu düşünmelerini istemiyorum :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizde herkes bir dönem günlük tuttuğu için kimse kimsenin günlüğüne dokunmazdı. Kesinlikle ben de öyle düşündüm ne kadar sığ bir insanmışım dedim ve sonra ilerde bu halimin de bana böyle geleceği düşüncesiyle başa çıkamayıp günlük tutmayı bir süreliğine rafa kaldırdım. Sanırım insan sürekli kendini geliştiriyor dünkü halimize bile bugünümüzün tahammülü yok. Ama yalnız olmadığımı bilmek güzel :)

      Sil